Mesajı Okuyun
Old 21-05-2007, 12:41   #6
Av.Özgür Özlem Öngel

 
Varsayılan

Usulsüz tebligata dayalı olarak yapılan haczin kaldırılması sorununda asıl üzerinde durmanız gereken usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren süresinde (7 gün) şikayete konu edilmesi.
Yapılan hacizde, usulsüz tebligata dayalı olmak dışında yasaya aykırılık yoksa, tebligatın geçerli hale gelmesi ile haciz de yasaya uygun hale gelecektir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise şu: Yargıtay içtihatlarına ve mevzuata göre, tebligat usulsüz dahi olsa, muhatabı tarafından öğrenilmekle usule uygun hale gelecektir. Tebliğ tarihi bu nedenle tespit edilemediğinde, muhatabın belirttiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilmelidir.
Buna göre, önce tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle şikayet yoluna başvurulmalıdır. Böylece tebliğ tarihi, şikayet edenin beyanına göre mahkeme tarafından yeniden tespit edilecektir. Bu yolla itiraz süresi ve diğer süreler yeniden ortaya çıkacak; hatta takip kesinleşmeden önce uygulanan haczin yasaya aykırılığı gündeme gelecek, ayrı bir şikayetle de haciz kaldırılabilecektir.

Yargıtay Daire:12
Tarih:2005
Esas No:2006/6073
Karar No:2006/9352
Kaynak:ÖZEL ARŞİV
İlgili Maddeler:7201 S.Y. 21
İlgili Kavramlar:USULSÜZ TEBLİGAT


Borçlu Mustafa Turgut’a 163 örnek ödeme emri 15-2-2004 tarihinde 2701 sayılı tebligat kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak tebligat tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmekle tebligat usulsüzdür. Bu durumda 2701 sayılı tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin belirlenmesi zorunludur. Anılan maddede tebligat usulsüz yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi sayılır. Hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 11-3-2003 tarihli haciz borçlu Mustafa Turgut huzurunda yapıldığından ve borçlu haciz tutanağını imzaladığından artık bu tarihte takipten haberdardır. Tebligata muttali olduğu 11-3-2005 tarihine göre yasal 7 günlük şikayet süresi geçirilerek yapılan tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.(Yargıtay 12. HD. 27-4-2006,2006/6073-9352)