Mesajı Okuyun
Old 19-05-2007, 13:53   #3
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Tahliye taahhüdünün noterden yapılması bir yasal zorunluluk değildir. Bu yönüyle sayın Balku'ya katılıyorum. Ancak, adi yazılı şekilde verilen taahhüt söz konusu olduğunda tarihe itiraz edilmesi ve (eve veya dükkana henüz girilmeden verilen taahhüdün) baskı altında verildiği iddiası halinde Yargıtay noterde düzenlenmiş taahhüt aramaktadır. Bu anlamda elinizdeki taahhütnameye ve tarihine bir itiraz gelmez ise tahliye mümkündür.


T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/4720
Karar: 2004/4839
Karar Tarihi: 14.06.2004
ÖZET : Taraflar arasında 01.10.2002 tarihinde bir yıl süre ile yenilenen kira sözleşmesi bulunmaktadır. Bununla birlikte davalının 2001 yılından beri kiralananda kiracı olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davalı 18.10.2002 tarihinde Edirne 2. Noterliği'nce düzenlenen tahliye taahhütnamesi ile kiralananı 01.10.2003 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Daha önce 24.09.2001 tarihinde de tahliye taahhüdü verilmiş ise de, davacı belirtilen ikinci tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istemektedir. Davalı tahliye taahhüdünün baskı altında verildiğini ileri sürerek bu konuda tanık dinletmiştir. Oysa davalının kiralananda otururken verdiği tahliye taahhüdü serbest irade mahsulü olduğundan geçerlidir. Çünkü taraflar arasında bir kira ilişkisi bulunmaktadır ve davalı mecbur olmadığı halde tahliye taahhüdü vermiştir. Borçlar Kanunu'nun 31. maddesine göre taahhüdün iptali de istenmediğinden davalı taahhüdün geçerliliğini kabul etmiş durumdadır.
(6570 S. K. m. 7/a) (2004 S. K. m. 272) (818 S. K. m. 29, 31)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali-tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 2001 yılından beri kiracı olup, 2002 yılında kira sözleşmesi yenilenirken 18.10.2002 tarihinde noterlikten verdiği tahliye taahhütnamesi ile kiralananı 01.10.2003 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmesine rağmen süresinde boşaltmaması nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe taahhütnamenin geçersizliğini ileri sürerek itiraz ettiğini, oysa taahhütnamenin kiralananda oturulurken verildiğini ve geçerli olduğunu belirterek itirazın iptalini ve davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, ilk kira ilişkisi başlarken davacının tahliye taahhüdü aldığını, yenilenen dönemlerde de taahhütname almayı sürdürdüğünü, tevali eden taahhütlerin geçerli olamayacağını, davacının asıl amacının davalıyı baskı altında tutarak istediği fahiş kira parasını kabul ettirmek olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 01.10.2002 tarihinde bir yıl süre ile yenilenen kira sözleşmesi bulunmaktadır. Bununla birlikte davalının 2001 yılından beri kiralananda kiracı olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davalı 18.10.2002 tarihinde Edirne 2. Noterliği'nce düzenlenen tahliye taahhütnamesi ile kiralananı 01.10.2003 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Daha önce 24.09.2001 tarihinde de tahliye taahhüdü verilmiş ise de, davacı belirtilen ikinci tahliye taahhüdüne dayanarak kiralananın tahliyesini istemektedir. Davalı tahliye taahhüdünün baskı altında verildiğini ileri sürerek bu konuda tanık dinletmiştir. Oysa davalının kiralananda otururken verdiği tahliye taahhüdü serbest irade mahsulü olduğundan geçerlidir. Çünkü taraflar arasında bir kira ilişkisi bulunmaktadır ve davalı mecbur olmadığı halde tahliye taahhüdü vermiştir. Borçlar Kanunu 'nun 31. maddesine göre taahhüdün iptali de istenmediğinden davalı taahhüdün geçerliliğini kabul etmiş durumdadır. Bu hususlar göz önünde bulundurularak sübut bulan davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.06.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/655
Karar: 2004/771
Karar Tarihi: 17.02.2004
ÖZET: İmzası ve tarihi inkar edilmeyen taahhütname metninden de borçlunun tahliye taahhüdünü kiracı olarak bulunduğu sırada verdiği anlaşılmaktadır. Kiralananda iken kira akdinin yenilenmesi sırasında verilen tahliye taahhütnamesinin geçerli bulunduğu gözetilerek istemin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
(6570 s. GMKHK. m. 7)
Merciice verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar alacaklı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Takip 21.12.2002 tanzim tarihli tahliye taahhüdüne dayalı olarak yapılmıştır. Borçlu itirazında 15.9.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesinden sonra 21.11.2002 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesinin yapıldığını, 21.11.2002 tarihli taahhütnamenin yenilenen sözleşme ile aynı tarihi taşıması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.Borçlunun itirazında ve yargılamada kira sözleşmelerini ve taahhütnamedeki imza ve tarihi inkar etmediği görülmektedir. İmzası ve tarihi inkar edilmeyen taahhütname metninden de borçlunun tahliye taahhüdünü kiracı olarak bulunduğu sırada verdiği anlaşılmaktadır.
Kiralananda iken kira akdinin yenilenmesi sırasında verilen tahliye taahhütnamesinin geçerli bulunduğu gözetilerek istemin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Mercii kararının yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 17.02.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************