Mesajı Okuyun
Old 08-05-2007, 02:19   #7
muhatap

 
Varsayılan örnek karar...


HÜKMİ ŞAHISLAR ADINA TEBLİGAT USULÜ - TİCARET SİCİLİNDE YAZILI ADRESE TEBLİGAT - ÇEKTE YETKİLİ MAHKEME

Karar Tarihi : 15.12.2003
Karar No : 24808
Karar Yılı : 2003
Esas No : 21393
Esas Yılı : 2003
Daire No : 12
Daire : HD
**************

(7201 S. K. m. 21)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Karar: Borçlu Ü. A.Ş. hakkında 16.000.000.000 TL. asıl alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçilmiş ve adı geçene gönderilen örnek 163 no'lu ödeme emrinin 7201 sayılı kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlu vekili tarafından Mercii Hakimliğine sunulan 14.04.2003 tarihli itiraz dilekçesinde yetki ve borca itirazların yanında ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun da ileri sürüldüğü ve tebliğ tarihinin 11.04.2003 olarak düzeltilmesinin talep edildiği görülmüştür.

Hükmi şahıslar adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebliğatların 7201 sayılı kanunun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönündün zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Mercice borçlunun tebliğ tarihinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yukarıdaki kurallara göre araştırılıp değerlendirilmemiş ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmeden işin esası incelenerek yetkisizlik itirazı kabul edilmiştir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, çekin muhatabı ve keşide yeri Menderes olması ve takibin İzmir'de yapılmasına rağmen borçlunun İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğu belirlenmeden İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar verilmesi de doğru değildir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 15.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Son anda karşılaştırdım... Sn.Yeliz hanım ile aynı kararı koymuşum. Kullanılan mevzuat programlarının çakışması galiba...