Mesajı Okuyun
Old 03-05-2007, 01:36   #6
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Sayın Tabuosman'ın yaklaşımı bu hususu düşünmeme ve araştırmama sebep oldu doğrusu. Evet bence de yasada 13 örnek ödeme emrinde mal beyanında bulunması gerekliliğine ilişkin bir kaydın konulamayacağına ilişkin bir hüküm yok. Borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra her türlü itiraz ve şikayet hakkının da bulunduğunu düşündüğümde; neden olmasın diye düşündüm.

Ancak ödeme emri bilindiği ve aşağıdaki ikinci kararda da bahis olunduğu üzere matbu niteliktedir. Bence ödeme emrinin bu matbu niteliği de kamu düzenine ilişkindir diye düşünüyorum. Matbu evrak üzerinde yapılacak değişiklik te hukuka aykırı olacaktır. Yani herne kadar kanunda aksine hüküm olmasa da; ödeme emri matbu evrak olduğundan; üzerine herhangi bir husus ilavesi, hukuka aykırılık teşkil edecektir.

Aşağıdaki kararlar neticesi ödeme emri düzenlemek ve tebliğe çıkarmak tümü ile icra dairesinin sorumluluğu ve yükümlülüğü olduğuna göre, belki mal beyanında bulunma ihtarını havi bir 13 örnek gönderilip, borçlunun şikayet yoluna başvurmaması halinde mal beyanında bulunmamaktan sorumluluğuna başvurulabilir.

Açıkçası denemekte bir sakınca yok. Zira böyle bir ödeme emrine karşı mal beyanında bulunmayan borçlu aleyhine mal beyanında bulunmamaktan dolayı İcra Ceza Hakimliğine başvurulduğunda; borçlunun iş bu ödeme emrine karşı yasal haklarını kullanmadığı ve kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı bahis olunabilir. Hakim yasada öngörülmediğinden dolayı resen talebi red edebilir. Ancak bu durumda tek kayıp cüzi bir harç olacaktır. Aksi bir kararda ise belki böyle bir uygulamaya yol açılmış olabilecektir. Açıkçası ben elime gelecek ilk dosyada bunu denemeye değer görüyorum. Sonuçtan haberdar ederim

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/16878
Karar: 2004/21150
Karar Tarihi: 07.10.2004
ÖZET : Alacaklı takip talepnamesi düzenleme hakkına sahip olduğundan icra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul etmeme yetkisi yoktur. Ödeme emri tebliğ edildiğinde, karşı tarafın takip talepnamesinin yasal olmadığı hususunda şikayet hakkı vardır. İcra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul ederek işlem yapması gerekirken aksi görüşle reddetmesi usul ve kanuna aykırıdır.


(2004 S. K. m. 6, 58, 60, 62)
Dava: Mahkeme karar
ının bozulmasını mutazammın 24.06.2004 tarih, 13391/16644 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Alacaklının İcra mahkemesine başvurusu İcra müdürlüğünün 04.12.2003 tarihli takip talepnamesi altında yazılı kararına yönelik olup, İcra takip dosyası açılmadığından, icra takip dosyası incelenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğuna ilişkin dairemizin bozma kararının yanılgıya dayalı olduğu tespit edilmiştir.
Şikayete konu icra müdürlüğü kararında; "yabancı para alacağı için takip günü TL. üzerinden çevrim yapılması ve ayrıca USD üzerinden faiz talep edildiği gerekçesi ile alacaklının takip talebinin reddedildiği görülmektedir.
Alacaklı takip talepnamesini düzenleme hakkına sahip bulunduğundan, icra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul etmeme yetkisi bulunmamaktadır. Ödeme emri tebliğ edildiğinde, takip talepnamesinin yasal olmadığı yönünde karşı tarafın şikayet hakkı vardır. Bu nedenle icra müdürlüğünün alacaklının takip talepnamesini kabul ederek işlem yapması gerekirken aksine görüşle reddetmesi doğru değildir. Bu durum karşısında; icra mahkemesinin alacaklının şikayetinin kabulüne karar vermesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar vermesi isabetsiz olduğundan alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması sonucuna varılmıştır.
Sonuç: Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 24.06.2004 tarih ve 2004/13391-16644 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366. ve HUM K. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 07.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1979/9823
Karar: 1980/300
Karar Tarihi: 21.01.1980


Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye12.11.1979 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dosya münderecatına, mevcut delil ve belgelere göre alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değilsede; matbu ödeme emrinin düzenlenmesi ve doldurulması icra memurunun görevi olup bu konuda alacaklı vekiline bir mükellefiyet yüklenmemiştir. Olayda borçlu yasaya aykırı ödeme emrine karşı şikayet yoluna da başvurmamıştır. Bu itibarla alacaklının tahliye talebinin reddine karar verilmesi yasaya uygun ise de alacaklının avukatlık ücreti ile sorumlu tutulması isabetsiz olup merci kararının bu nedenle bozulması gerekir. Ancak bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama icrasını gerektirmediğinden ve duruşma açılmasını zorunlu kılmadığından merci kararı düzeltme yolu ile onanmalıdır.
Sonuç: Açıklanan durum karşısında 3.10.1979 tarih ve 979/402-608 sayılı merci kararında yer alan ve 1250 lira maktu ücreti vekaletin alacaklıdan tahsil olunarak borçluya verilmesine ibarelerinin silinerek karar metninden çıkarılmasına, temyiz olunan merci kararının HUMK.nun 438. ve İİK.nun 366. maddeleri uyarınca düzeltilmiş, bu şekli ile ONANMASINA, 15 lira onama harcının temyiz edenden alınmasına peşin harcın mahsubuna bakiye kalmadığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21.1.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.