Mesajı Okuyun
Old 19-04-2007, 12:20   #2
av.murat kalkan

 
Varsayılan

Sn. Kenan Bey,
1- bildiğim kadarı ile, ayıp ihbarının satıcıya yapılması gerekir, üreticiye değil. Bu durumda, siz ancak bayiiniz veya satıcı firma ile ilgili muhatap olabilirsiniz.
2- Gizli ayıpta, ayıbın ortaya çıkmasından itibaren derhal bildirme yükümlülüğü mevcut olup ihbar mükellefiyetinin yerine getirildiği de her tür kanıtla ispatlanabilir.
3- Son olarak, ayıplı mal söz konusu halinde, bu durumu iddia eden kişinin seçimlik hakları söz konusu olup bu haklarından hangisini kullanmak istediğini bildirmesi gerekir. Ancak, bundan sonra isteğinin gerektirdiği şartların oluşup oluşmadığı tartışılabilir.
Aşağıda size, konu ile ilgili bir kaç tane yargıtay kararı gönderiyorum, umarım işinize yararlar.

Saygılarımla,

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1988/5109
K. 1989/2334
T. 17.4.1989
• GİZLİ AYIPLI MALI İHBARDA SÜRE ( Ayıp Ortaya Çıkar Çıkmaz )
• SÜRE ( Gizli Ayıplı Malı İhbarda )
• AYIPLI MAL ( Gizli de Olsa İhbarında Süre )
• ALICININ GİZLİ AYIPLI MALI İHBARINDA SÜRE
818/m.198
ÖZET : Gizli ayıplı da olsa, ayıp ortaya çıktığında derhal satıcıya ihbarda bulunmayan alıcı malı kabul etmiş sayılır.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 17.2.1988 tarih ve 320-74 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalılardan 460.000 TL.na kaynak makinası satın aldığını, Ocak-1985 tarihinde makinanın yapım hatasından dolayı arızalandığını, satış sırasında garanti belgesi vermeyen davalıların tamir için de yüksek ücret istediklerini, ayıplı maldan dolayı 1.106.000 TL. zarar ve ziyanının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, arızanın kötü kullanmadan doğduğunu, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya, toplanan deliller üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, kaynak makinasının imalat hatasından doğan gizli ayıplı bulunduğu, ancak BK. 198. maddesine göre alıcının derhal satıcıya ihbarda bulunmaması nedeniyle satılanı ayıbı ile kabul etmiş sayılacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara; kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi. (Bu olayda da görüleceği üzere, her ne kadar malda imalat hatası nedeniyle ayıp çıkmış olsa da, ihbarın, süresi içerisinde satıcıya yapılması gerekir. Çünkü, olayda ihbar edenin muhatabı satıcıdır.)

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/2800
K. 1993/1442
T. 30.3.1993
• AYIP İHBARI ( Yapılış Şekli )
• ŞAHİT DELİLİ ( Ayıp İhbarının Zamanında Yapıldığının İspatı İçin )
818/m.198
6762/m.25
ÖZET : Ayıp ihbarının yapılış şekli bakımından Borçlar Kanunu ve TTK.nun 25. maddesinde bir hüküm yer almadığı için, ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı şahitle isbat edilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, ( İzmir Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi )nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 24.2.1992 tarih ve 517-89 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü;
KARAR : 1- Mahkemece, davalı iş sahibinin ayıp ihbarını zamanında yapmadığı bu hususun ıspatı için şahit dinlenemeyeceği görüşüyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa; davalı ayıp ihbarının yapıldığını ispat etmek için şahit gösterdiğine ve ayıp ihbarının yapıldığının ispat için şahit dinlenmesinin mümkün bulunmasına ( Yargıtay HGK., 9.3.1966 gün, E. T/585, K. 72; Yg. TD., 24.3.1972 gün E. 1972/157, K. 1442; Yg. 11. HD. 25.12.1975 gün, E. 975/5446, K. 7422; Yg.15. HD., 13.2.1992 gün, 1991/4118 E. 1992/614 sayılı kararları ) gerek TTK.nun 25. maddesinde ve gerekse Borçlar Kanununda ayıp ihbarının yapılış şekli bakımından bir hüküm yer almamasına göre, mahkemece davalının bu konuda dinletmek istediği şahitlerin ifadelerinden yararlanılarak ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı araştırılıp oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiş bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Davalı yapılan icra takibine itiraz etmiştir. Takibe konu alacağın ödenmemesi teslim olunan malların ayıplı olması nedenine dayanmaktadır. Gerçekten imal olunan gömleklerde hata bulunup bulunmadığı ve varsa ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı hususlarının halli muhakemeyi gerektirmektedir. Bu durumda takibe itirazın haksız olduğundan sözedilemeyeceği için davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinde dahi isabet yoktur. :
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi (Burada, özellikle dikkatiniz çekmek istediğim bir husus vardır ki, o da, TTK 25'e uygun bir durum varsa ihbarın süresinde yapılması önemli olmayıp 6 aylık süre içerisinde seçimlik hakkın kullanılması için harekete geçilmesi gerekmektedir )