Mesajı Okuyun
Old 18-04-2007, 14:30   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/3793
Karar: 2004/6349
Karar Tarihi: 28.09.2004

ÖZET : Paylı mülkiyet rejimine tabi bir taşınmazda, arzın mütemmim cüzü olan yapıda paydaşların taşınmazdaki paylan oranında mülkiyet hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Buna göre, taşkın yapı savıyla açılan el atmanın önlenmesi davasının bütün paydaşlara yöneltilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, davanın 10 parselin davalı dışındaki maliklerine de yöneltilip katılmaları sağlandıktan sonra çözümü gerekirken, eksik taraf teşkili ile sonuçlandırılması usul ve kanuna aykırıdır.

(4721 S. K. m. 688)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.11.2002 gününde verilen dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve yıkım istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2003 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davada, mülkiyeti dava dışı Hazineye ait olan ve yararlanması davacı Üniversiteye bırakılan 914 ada 11 parsel sayılı taşınmaza davalı el atmasının yıkım suretiyle önlenmesi istenmiştir. Uyuşmazlık, 30.5.2003 tarihli krokide sarı ile boyanan 52.24 metrekare yüzölçümlü taşkın bölüme ilişkin olup, mahkemece istem hüküm altına alınmış, hükmü davalı temyiz etmiştir.

Yıkımı hüküm altına alınan taşkın yapı 914 ada 10 parsel üzerine yapılmıştır. Tapu kaydına göre, 10 parselde davalı M.Ö. dışında başka paydaşlar da vardır. Diğer bir anlatımla 10 parsel, paylı mülkiyet hükümlerine tabidir. Paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazda, tüm paydaşlar arasında payları karşılığı intifalarına bırakılan kesimleri belirleyen kullanmaya ilişkin geçerliği tartışılamayacak, bağlayıcı bir anlaşmanın varlığı ileri sürülmediğinden, arzın mütemmim cüz olan yapıda paydaşların taşınmazdaki payları oranında mülkiyet haklarının bulunduğunun kabulü zorunludur.

Hal böyle olunca, davanın 10 parselin davalı dışındaki maliklerine de yöneltilip katılmaları sağlandıktan sonra çözümü gerekirken, eksik taraf teşkili ile sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 28.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************