Mesajı Okuyun
Old 17-04-2007, 15:26   #86
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Ankara barosu, çukurova hukuk fakültesi ile ilgili bkanlar kurulu kararının iptali istemli bir dava açtı. Dilekçe aşağıdadır :

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
Yürütmenin durdurulması taleplidir.

DAVACI :Ankara Barosu Başkanlığı
VEKİLİ :Av. Kemal VURALDOĞAN
ADRESİ :Adliye Sarayı B Blok Kat 5 06251 Sıhhiye/ANKARA
DAVALI : Başbakanlık, Ankara
Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara
Yüksek Öğretim Kurulu, Ankara
KONUSU :Bakanlar Kurulu Kararı iptali istemidir.
RESMİ GAZETE : 21.3.2007 tarih ve 26469 Sayı

OLAYLAR :

1. Çukurova Hukuk Fakültesi kurulmuştur. 1967 yılında Ankara Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan Adana Ziraat Fakültesi ile 1972 yılında Atatürk Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan Çukurova Tıp Fakültesi 1973 yılında üniversite çatısı altında bir araya getirilmiş ve Çukurova Üniversitesi kurulmuştur. Çukurova Üniversitesi 10 Fakültesi, 1 Devlet Konservatuvarı, 3 Yüksekokulu, 9 Meslek Yüksekokulu, 3 Enstitüsü, 29 Araştırma ve Uygulama Merkezi ile faaliyet gösterirken davaya konu Bakanlar Kurulu Kararıyla, Çukurova Üniversitesi’ne bağlı olarak hukuk fakültesi kurulması kararlaştırılmıştır. (EK–1)


İPTAL İSTEMİMİZİN GEREKÇELERİ

1. Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısı ve fakültelerin kontenjanları ihtiyacın üzerindedir. Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısının ihtiyacın üzerinde olduğu barolar ve ilgili kurumlar tarafından ifade edilmesine rağmen yeni hukuk fakülteleri açılmaya devam edilmiş, Nisan 2006’da Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı tarafından, hukuk fakültelerinde öğretim üyesi sayısının azalması karşısında yeni hukuk fakültesi açılmasının sakıncaları olduğu, bir süre hukuk fakültesi açılmaması konusunda eğilim olduğu belirtilmiştir. (EK–2) Tespit edebildiğimiz kadarıyla, Ankara, Anadolu, Atatürk, Atılım, Bahçeşehir, Başkent, Bilkent, Çağ, Çankaya, Çukurova, Doğu Akdeniz, Dicle, Dokuz Eylül, Erciyes, Erzincan, Galatasaray, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İstanbul Bilgi, İstanbul Kültür, İstanbul Ticaret, Kadir Has, Kırıkkale, Kocaeli, Koç, Maltepe, Marmara, Selçuk, Ufuk, Yakındoğu ve Yeditepe Üniversitelerinde hukuk fakültesi bulunmaktadır. (Toplam 32)

2. Türkiye’deki mevcut hukukçu öğretim üyeleriyle 32 üniversitede hukuk eğitimi verilmesi mümkün değildir. Yeni hukuk fakültelerinin açılması nedeniyle mevcut hukuk fakültelerinde öğretim sayısı azalmakta, yeni açılan üniversitelerin ihtiyacını karşılayacak öğretim üyesi temin edilememektedir. 2005 yılı itibariyle Ankara Üniversitesi Hukuk fakültesinde 56, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 5, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 8, Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 13, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 6, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 14, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 21, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 38, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 7, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 22, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 47, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 26, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinde14, İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 12, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 6, Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 4, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 11, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0, Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 6, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0 tane tam zamanlı öğretim üyesi bulunmaktadır. ( YÖK’ün sitesine göre bazı üniversitelerin hukuk fakültelerinde 0 tane tam zamanlı öğretim üyesi olduğu belirtilse de bu durumun maddi hatadan kaynaklandığını düşünüyoruz. Çünkü, http://www.yok.gov.tr/duyuru/pdf_200...bolum_2005.pdf adresinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 0 tane tam zamanlı öğretim üyesi olduğu belirtilmesine rağmen ekte sunduğumuz belgeden Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 26 profesör, 21 doçent, 9 yardımcı doçent, 59 araştırma görevlisi ve bir uzman bulunmaktadır, EK–3)

3. Ülkemizdeki hukuk eğitimi yetersizdir. Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısının ihtiyacın üzerinde, fakültelerdeki öğretim üyesi sayının ise yetersi olması ülkemizdeki hukuk eğitimini olumsuz etkilemekte, gerektiği gibi eğitim alamayan hukuk fakültesi mezunlarının işsiz kalmasına ve çok kötü koşullarda çalışmasına yol açmaktadır.

4. Türkiye’deki hukuk fakülteleri şoför adayı yetiştirmektedir. http://www.adalet.gov.tr/duyuru/habe...gm_is_ilan.htm adresinde yayımlanan ilanla Ankara Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonunca yapılacak sözlü sınavla 20 adet şoför kadrosuna açıktan atama yapılacağı, hukuk fakültesi mezunu olanlara öncelik verileceği belirtilmiştir. (EK–4) Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan bu ilan Türkiye’deki hukuk eğitiminin vardığı noktayı açıkça gözler önüne sermektedir. Adalet Bakanlığımıza göre de ülkemizdeki hukuk eğitimi yetersizdir ve hukuk fakültesi mezunları ihtiyacın üzerindedir. Hukuk fakültelerimiz hukukçu değil şoför adayı yetiştirmektedir.

5. Türkiye’de yeni hukuk fakültesi açmakla kamu yararı sağlanamaz. 2547 Sayılı Kanunun 3/e maddesi uyarınca fakülte, “Yüksek düzeyde eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan; kendisine birimler bağlanabilen bir yükseköğretim kurumudur.” Aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca, “Yükseköğretimin amacı… İlgi ve yetenekleri yönünde yurt kalkınmasına ve ihtiyaçlarına cevap verecek, aynı zamanda kendi geçim ve mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin bilgi, beceri, davranış ve genel kültürüne sahip, vatandaşlar olarak yetiştirmek… Yükseköğretim kurumları olarak yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilim verilerini yaymak, ulusal alanda gelişme ve kalkınmaya destek olmak, yurt içi ve yurt dışı kurumlarla işbirliği yapmak suretiyle bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelmek, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunmaktır.” Ders programlarının gerektirdiği öğretim üyelerine sahip olmayan, hukuk fakültelerin açılmasının doğal sonucu yeterli niteliğe sahip olmayan hukukçuların mezun olması ve iş hayatına atılmasıdır. Yeterli niteliğe sahip olmayan ihtiyaç fazlası hukukçu yetiştirmekle kamu yararı sağlanması mümkün olmadığı gibi kamu kaynaklarının yanlış politikalarla israf edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Ülkemizdeki hukuk eğitiminin mevcut durumu, avukatlık ve hakimlik mesleğini olumsuz etkilemekte, yargıya olan inancı ve güveni sarsacak nitelik taşımaktadır. Tüm idari işlemlerin değişmez amacının kamu yararı olması, Çukurova Üniversitesinin hukuk fakültesi düzeyinde hukuk eğitimi vermesinin mümkün olmaması ve yeni hukuk fakültesi açmakla kamu yararı sağlanamayacağı gözetildiğinde davaya konu Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu anlaşılacaktır.

6. Davaya konu karar kamu yararı amacıyla değil yerel siyasi dengeler gözetilerek alınmıştır. Davaya konu karar Adalet ve Kalınma Partisi üyelerinin oluşturduğu Bakanlar Kurulunca alınmıştır. Adalet ve Kalınma Partisi Adana İl Başkanı, “Adana'nın gerçekten Hukuk Fakültesi'ne ihtiyacı vardı. Teşkilatımız, meclis üyelerimiz, vekillerimizin yanında halkımızın da düşüncelerini alarak Milli Eğitim Bakanımız Hüseyin Çelik, ardından Başbakanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan ile konuyu görüştük, yardım istedik. Önceki gün 2007/11760 Karar ile Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü'ne bağlı olarak Hukuk Fakültesi kurulması Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırılmıştır.” diyerek, davaya konu kararın alınış sürecini kamuoyuna duyurmuştur. (EK–6) Anılan haberden de, açıkça anlaşılacağı üzere, davaya konu Bakanlar Kurulu kararı 2547 Sayılı Kanunun 4. maddesindeki amaçlara ulaşmak amacıyla değil, yerel siyasetçilerin lobisi nedeniyle alınmıştır. Hukuk fakülteleri kent hukukçusu değil, ulusal ve evrensel ölçeklerde hukukçu yetiştirirler. Başka bir deyişle, kent nüfusu, kentteki sanayileşme, kentin ziraat ve ticaret hacmi gözetilerek tıp, mühendislik gibi fakülteler açılabilir. Çünkü bu fakülteler, mühendis yetiştirmenin yanında, fakültede görev yapan mühendisler aracılığıyla kent sanayisine, ticaret veya ziraatına katkı sunmakta veya fakültede görev yapan doktorlar aracılığıyla kente sağlık hizmeti sunulmaktadır. Ancak, kentlerin avukat, hakim veya savcı ihtiyaçları fakültede görev yapan öğretim üyeleriyle değil, ulusal politikalar uyarınca merkezden görevlendirilen hakim ve savcılar ile büyük ölçüde fakülteyle ilgisi olmayan avukatlar aracılığıyla karşılanmaktadır. Dolayısıyla, yerel siyasetin hukuk fakültesi açmaktaki gayesi, fakültede görev yapacak öğretim üyesi ile öğrenim görecek öğrencilerin kentte barınmak suretiyle kent ekonomisine katkı sunmasını sağlamaktır. Bu yolla kamu yararı sağlanması mümkün olmadığından, davaya konu Bakanlar Kurulu kararı amaç yönünden hukuka aykırıdır.

İSTEM :Anılan nedenlerle, 21.3.2007 tarih ve 26469 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 2007/11760 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına ve sonuçta iptaline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz. Saygılarımla. 16.04.2007

EKİ : Belge Örnekleri, vekâletname Ankara Barosu Başkanlığı
Vekili
Av. Kemal VURALDOĞAN