Öncelikle böyle yaralı bir site kurmanızdan dolayı sizleri tebrik ederim. Benim problemimi kısaca anlatayım,

2002 yılının ağustos ayında tekne gezisi yaparken denizde yüzen bir şahısa çarptım. Şahısın bacağı kırıldı ve şu anda sağlığı iyi durumda. Mahkememiz devam ediyor. İlk mahkemede ben ve şahitler vede davacı kişi ifadelerimizi verdik. Şahısın yüzdüğü mesafe yaklaşık olarak kıyıdan 800 metre açıklarda. Kendisine vurduktan sonra döndüm , denize atladım ve kurtardım. Sağlık konusunda elimizden gelen yardımı yaptık. Mayıs ayı sonunda 3. mahkememiz var ve kaza yerinde keşif yapılacak.

2 gün evvel mahkemeden yeni bir dava kağıdı geldi. Tazminat davası açmış. 25 milyar manevi 25 milyar maddi. Ben bir özel şirketin müdürüyüm, bu kadar yüksek bir tazminatı görünce şok oldum. Kendisinin iş kaybı olduğunu söylüyor. kendisi polis emeklisi, nasıl iş kaybı olur. Bununla beraber ilgilenmediğimizi söylüyor. Eşim , annem babam, doktor kardeşim vs. neredeyse her gün seferber olduk. Birgün bizi hastane odasından kovdu. Zaten o kovmadan 5 gün sonra hastaneden ayrıldı. Şu an ilk davayı yürüten avukatım devam ediyor. Fakat tazminat davasında kanunen tazminat miktarının %10 unu alacağından ( 5 milyar ) mecbur kaldım davaya ben bakacağım dedim.

Bu tür bir davanın sonucu en kötü ne olur, en iyisi ne olur. İnanın bir senedir yatıp kalkıp bunu düşünüyorum.

Avukatımın yaklaşımı ne iyi ne kötü, bana göre kazazede vatandaş polis emeklisi olduğu için çok tecrübeli ve davayı kendi tarafından iyi yönlendirdiğini düşünüyorum.

Cevabınız için teşekkürler.

Saygılarımla,