Mesajı Okuyun
Old 20-05-2024, 07:30   #579
Batu Han

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Turhan Demiroğlu
21. HD 2014/10685 E., 2014/25208 K.: “…01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun “Zaman Bakımından Uygulanma” başlığını taşıyan 448/1.maddesi de yapılan açıklama ve ilkelere uygun olarak; “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır” hükmünü içermektedir. Bu madde hükmüne göre, kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde, yeni usul hükümlerinin tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşın, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır. Aynı hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2011 gün ve 2011/19-735 E. 2012/93 K. ile 22.02.2012 gün ve 2011/2-733 E 2012/87 K sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın çözümünde, somut olay yönünden; dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi ve gerekli harçların yatırılması ile tamamlanan dava açılması işleminde, diğer bir ifade ile davanın açıldığı 23.08.2010 tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, 6100 sayılı HMK ile hukukumuza giren belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerin, somut uyuşmazlıkta uygulanma imkânı bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK 2013/10-436E-2013/1743K)
Yukarıdaki açıklamaların ışığında ıslah suretiyle kısmi davanın belirsiz alacak davasına dönüşmeyeceği ortadadır … Maddi tazminat gelince, davacının manevi tazminatın artırımı ve kısmi davasının belirsiz alacak davası haline dönüştürüldüğüne ilişkin 13.02.2013 tarihli ıslahı yukarıda açıklanan nedenlerle yok hükmündedir. Geçerli bir ıslah olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda da 05.11.2013 tarihli ıslah ikinci ıslah değil ilk ıslah niteliğindedir. Öte yandan maddi tazminat isteminin ıslah suretiyle artırımı mümkün olup, 05.11.2013 tarihli ıslah talebi dikkate alınarak maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken, ikinci ıslah olduğundan bahisle değer verilmemesi isabetsiz olmuştur…”

Merhabalar, kısmi davanın tam ıslah ile belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceğine dair çok sayıda karar çıktı.

Kafamda şöyle bir sorun var.

Kısmi davada talep edilmeyen tutar zamanaşımına uğrayabiliyor.
Bu durumda talep edilmeyen tutar dava konusu yapılmış değildir.

Hal böyleyken ek dava açıp bunu da belirsiz alacak davası olarak açmak da mükerrer sayılmamalı diye düşünüyorum.

Forumun bu konudaki görüşleri nedir acaba? Elinde buna dair bir karar olan meslektaşım var mıdır?

Kısmi davada özellikle zamanaşımı gibi bir tehlike de varsa henüz talep edilmemiş fazlaya ilişkin haklar belirsiz alacak davasına konu edilebilir mi?