Mesajı Okuyun
Old 16-05-2024, 16:10   #7
Mustafa AKTAŞ

 
Varsayılan

Pay ve paydaş çoğunluğu kuralına uyulmadan ve diğer paydaşların muvafakati alınmadan kurulan kira sözleşmesinde, sözleşme âkidi paydaş aleyhine açılacak müdahalenin men'i davasında verilecek hüküm infaza elverişli olmayacaktır.

Bu nedenle haksız el atılan taşınmazı kullanan ve kullandırana karşı birlikte dava açılması düşünülebilecektir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, benzer bir uyuşmazlığa ilişkin ilâmında;

"Kabule göre de; bilindiği üzere, T.M.K.'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenmesi istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkusuzdur. Eylem kim tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Ancak taşınmazın bir başkasının kullanımına sunulması halinde, haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın taşınmazı kullandıranın sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı da açıktır. Haksız elatmaya dayalı davalarda kullanan ve kullandıran birlikte sorumludur." (E. 2015/2569 K. 2017/4821)

İfadelerine yer vermek sûretiyle kullanan ile birlikte kullandıran aleyhine de dava açılabileceğine hükmetmiştir.

Ancak buradan yalnızca kullandıran aleyhine dava açılabileceği sonucu çıkarılmamalıdır. Zira kullandıran, davanın hukukî muhatabı olabilecekse de dava konusu hakkın maddî muhatabı taşınmazı bizzat kullanandır.

Pasif husumet ehliyeti, maddî hukuka göre mülkiyet hakkının kullanımını engelleyen taşınmazı bizzat kullanana aittir. Bu davada davalı taraf sıfatı da kullandırana müstahaktır. Kullandırana hasım mevkii yaratan olgu, kullananın haksız müdahalesidir.

Bu nedenle gerek infaz aşamasında yaşanacak tereddütlerin izalesi gerekse doğru hasmın tespiti bakımından kullanan ve kullandıran şahıslar aleyhine dava açmak yerinde olacaktır.