Merhabalar meslektaşlarım soruma geçmeden önce olayı kısaca özetlemek istiyorum;

Müvekkil ile müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanıyor ve müvekkil müteahhidin bünyesinde kalacak taşınmazların devri için müteahhide vekalet veriyor. Müteahhitte bu vekalete istinaden taşınmazı üçüncü kişiye tapuda devrediyor.
Ancak, müteahhidin kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi doğrultusunda üçüncü kişi temerrüt nedeniyle tapu iptal tescil davası, müvekkil ise KKİS'nin feshini ayrı ayrı talep ediyorlar.

Üçüncü kişi tarafından açılan davada mahkeme tapu iptal ve tescil talebini kabul ederek taşınmazın mal sahibi müvekkil adına tescil edilmesine karar veriyor ve bu karar kesinleşiyor.

Müvekkil tarafından açılan feshi davasında ise dava görülmekte iken bu süreçte müteahhit yine yükümlülüklerini yerine getirmemişse de kat malikleri kurulunun karar alarak taşınmazın inşaatına devam etmesi neticesinde inşaat %90'ın üzerinde tamamlanmış ve mahkeme de bu nedenle KKİS feshi talebini reddetmiştir. Ancak burada müteahhidin yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle taşınmazlar üzerinde bulunan KKİS şerhinin terkinine karar vermiştir Bu karar henüz kesinleşmemiştir.

Bu durumda müteahhitten taşınmazları devralan kat malikleri kurulu üyeleri de sonuçta halef olduklarından ve haleflerde inşaatı tamamladığından müteahhit ya da müteahhidin halefleri müvekkilden, üçüncü kişinin açtığı tapu iptal ve tescil davası sonucunda müvekkil adına tescil edilen taşınmaz nedeniyle herhangi bir hak talebinde bulunabilir mi?

Bulunabilirler ise tapu iptal ve tescil talebinde mi yoksa sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat talebinde mi bulunabilirler (şahsi kanaatim burada müteahhit edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden müvekkil aleyhine yalnızca sebepsiz zenginleşme davası açabilir ancak bu konuda herhangi bir karara rastlamadığımdan tam olarak emin değilim)?

Bu konu hakkında Yargıtay/BAM kararları ile birlikte tarafıma yardımcı olabilirseniz çok sevinirim meslektaşlarım