Mesajı Okuyun
Old 15-08-2023, 13:29   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Açılan davada ,alacaklının TBK.m.99/3'e göre, alacağın döviz olarak aynen veya vade yada fiili ödeme günündeki TL. olarak rayiç değer üzerinden ödenmesini seçimlik hak olarak talep etme hakkı olduğu halde, bu hakkını gönderi (vade) tarihindeki rayiç değeri üzerinden TL olarak ödenmesi şeklinde kullanmış ve bu mahkemece de bu yolda karar verilerek hüküm kesinleşmiştir.

Alacaklının evvelce kullandığı tercih hakkını sonradan değiştirme imkanı olmadığı gibi, mahkemece verilen karar borçlu lehine "kazanılmış hak" teşkil edeceğinden kur farkına dayalı aşkın(munzam) zarar isteyemeyeceğini,ancak ortada aynen ödeme istenmiş olsaydı dahi, kur farkınıda aşan oranda bir enflasyon ile telefon fiyatlarının arttığının ispatı halinde aşkın zarar talep edilebileceğini düşünüyorum.

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2003/11079
Karar No.: 2004/7033
Karar tarihi: 26.06.2004


YARGITAY KARARI
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi’nce verilen bozmaya uyularak 15.05.2003 tarih ve 1999/619 - 2003/244 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı ve davalı F1 Uluslararası Tic. ve Nak. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 22.06.2004 günde davacı avukatı K2 gelip, davalılar avukatları tebliğe rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi K1 tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili tarafından İrlanda’dan Türkiye’ye getirtilen makine emtiasının hava yolu ile taşınmasının davalılar tarafından gerçekleştirildiğini, taşınan malın geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin sözleşme yaptığı fuara katılamadığını, ardiye ücreti, kira parası ve emtianın fuarda teşhir edilememesinden dolayı kÄr yoksunluğu zararları olduğunu ileri sürerek, şimdilik 2.000.000.000 TL maddi ve 100.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, bozmadan sonra birleştirilen dava dilekçesinde, asıl davada müvekkili zararının USD olarak gerçekleştiğini, olay tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen sürede USD alış kur’unda meydana gelen artış farkının ve böylece ortaya çıkan munzam zararı talep hakları doğduğunu ileri sürerek, şimdilik, fazlaya ilişkin tuttukları 3.700.000.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı F1...Ltd.Şti. vekili, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, davacının bir zararı bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, benimsenen 29.12.2002 tarihli bilirkişi raporuna göre, taşımanın davalı F1 Ltd.Şti. tarafından üstlenildiği, davaya konu emtianın taşınacağının belirtildiği kargo uçağının 01.04.1996 tarihinde Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptığının tesbit edildiği, ancak taşıma konusu emtianın büyük bir kısmının uçaktan çıkmadığı, geri kalan kısmın 09.04.1996 tarihinde teslim edildiği ve teslim tarihinin 01.04.1996 tarihi olduğu sabit olduğuna göre, bundan sonraki teslimin geç teslim sayılacağı, uyuşmazlığa uygulanacak olan Varşova Konvansiyonu’nun 13/3 ve 19 ncu maddeleri uyarınca taşıyıcının yolcuların, bagajın veya eşyanın taşınmasında gecikmesinden dolayı doğan zarardan sorumlu olduğu, gecikmeden dolayı sorumluluğun kilogram başına 17 ÖÇH olup, hava yük senedinde yer alan 1.366 kg olduğu buna göre davalının sorumlu bulunduğu miktarın 37.001.247.847 TL olarak belirlendiği, bunun yanında davalının ardiye ücreti 4.263.000 TL, fuar stand ücretinin geç teslim edilen kısmına tekabül eden kısım 63.250.000 TL’den sorumlu olduğu, ancak bozulan mahkeme kararında davacının gecikme nedeniyle isteyebileceği tazminatın 1.392.322.250. TL olarak belirlendiği ve miktara davacı tarafın bir itirazı bulunmadığından miktar yönünden davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu,Varşova Konvansiyonu’nun değişik 24 ncü maddesi uyarınca sorumluluk sınırlamalarına göre dava açılabileceği ve bu sorumluluk azami sınırı oluşturduğundan davacının manevi tazminat ve kar mahrumiyeti isteyemeyeceği, munzam zarar istenebilmesi için davacının faizle karşılanamayan zararının bulunması, davalının kusurlu olup, temerrüde düşmesi gerektiği, olayda davalının kusurlu olduğu kanıtlanamadığı gibi, henüz temerrüde düşürülmediği, davacının yabancı para alacağını Türk parasına çevirerek istemde bulunduğu, dava kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre kur artışından doğan munzam zararı isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, toplam 1.459.835.250 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı F1...Ltd.Şti.den tahsiline, fazla istemlerle,birleştirilen davanın reddine, diğer davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalı F1....Ltd.Şti.vekilleri temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı vekilinin ilk kararı miktar yönünden temyiz etmemekle davalı yararına müktesep hak oluştuğu, ek dava yönünden ise davacı vekili, müvekkilinin zararının USD cinsinden gerçekleştiğini iddia ederek zarar tarihindeki kur karşılığını Türk Lirası olarak talep ettiği, daha sonra olay tarihi ile tahsil tarihi arasında geçen sürede oluşan kur farkını munzam zarar olarak istemiş ise de, BK’nun değişik 83 ncü maddesi uyarınca ilk dava tarihine göre, davacı tarafın alacağını ya alacağın muaccel olduğu tarihteki ya da fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden isteme seçeneği bulunduğu halde, davacı vekilinin seçme hakkını alacağın muaccel olduğu tarihteki kur üzerinden Türk Lirası olarak yaptığından artık kur farkı istemesinin olanaklı bulunmamasına ve Varşova Konvansiyonu’nun 4 sayılı Montreal Protokolü ile değiştirilen 24 ncü maddesine göre, Konvansiyonda öngörülen şartlara ve sorumluluk sınırlamalarına bağlı olarak dava açılabileceğinden ve bu sorumluluk sınırlamaları azami sınırı oluşturduğundan manevi tazminat istenmesinin mümkün olmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı ve mümeyyiz davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, takdir edilen 375.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.400.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, temyiz harcı peşin alındığından davalı F1 Uluslararası Tic. ve Nak. Ltd. Şti.’den başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.06.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.