Mesajı Okuyun
Old 09-05-2023, 13:29   #2
Av.YALCINHUKUK

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/21257; K. 2010/2295 ; T. 8.2.2010


ÖZET: Ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Borçlunun haksız işgalci olduğundan bahisle mahkemece müdahalenin menine karar verildiği görülmektedir.


Bu durumda, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. O halde, şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.


DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:


KARAR : HUMK'nun 443/4. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan ( gayrimenkul üzerindeki kişisel “şahsi” haklara ilişkin olan ) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir.


Somut olayda takip konusu Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.02.2009 tarih ve 2008/145 Esas, 2009/35 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davaya konu taşınmazla ilgili olarak taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, imar durumuna göre inşaat yapılması mümkün olmadığından, akdin mutlak butlanla batıl olduğu ve taşınmazda borçlunun fuzuli şagil konumunda bulunduğundan bahisle müdahalenin men'inin talep edildiği; borçlunun haksız işgalci olduğundan bahisle mahkemece müdahalenin menine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. O halde, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, ilamın taşınmazın aynı ile ilgili bulunduğu ve kesinleşmeden icra takibine konulamayacağından bahisle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.