Mesajı Okuyun
Old 03-01-2023, 13:07   #2
gunermeric

 
Varsayılan

Merhaba sayın meslektaşım,

Sizin de dediğiniz gibi kira sözleşmesinin asli unsuru olan "bedel" sözleşmede yer almıyorsa bu kullanım ödüncü olarak değerlendirilebilir. Bu durumda kullanım onayı ihtar çekerek geri alınmış ise, dediğiniz şekilde haksız işgalden ilerlemek doğru olacaktır kanaatindeyim.





8. Hukuk Dairesi 2018/4659 E. , 2020/271 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, maliki olduğu 5598 ada 5 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün eski eşi olan davalı tarafından işyeri olarak kullanıldığını, kendisinin bir yıl süre için kullanmasına müsaade etmesine rağmen davalının bu süreden sonra da taşınmazdan yararlanmaya devam ederek haksız işgalci olduğunu ileri sürüp davalının işgaline son verdiği 30.05.2013 tarihine kadar tespit edilen ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aralarında bedelsiz kira sözleşmesi bulunduğunu, tahliye istenmediğinden her sene sözleşmenin aynı şartlarla uzadığını ayrıca davacı ile aralarında 2013 yılı mayıs ayına kadar taşınmazı boşaltabileceği hususunda sözlü olarak anlaşmalarına rağmen kendisinin nisan ayında taşınmazı boşalttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın anlaşma süresinden sonrasında da davalı tarafından işgaline devam edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 28.970 TL ecrimisilin 30.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, kat irtifakı kurulu, mesken nitelikli 5598 ada 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından Antalya 15. Noterliğince düzenlenen 08.02.2013 tarihli ihtarname ile davalıya taşınmazın en geç 28.02.2013 tarihinde teslim edilmesi gerektiğinin ihtar edildiği, tarafların Antalya 1.Aile Mahkemesinin 2012/470-549 Karar sayılı davası ile 14.05.2012 tarihinde boşandıkları, kararın aynı gün kesinleştirildiği, davacı ile davalı arasında 01.10.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlenerek davalının 1 yıl boyunca taşınmazı bedelsiz olarak kullanacağı hususunda anlaştıkları sabittir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında düzenlenen 01.10.2010 tarihli sözleşmesinin bedelsiz olduğu gözönüne alındığında, anılan sözleşmenin bir kira sözleşmesi olmadığı ancak davacı tarafından davalıya taşınmazı kullanması hususunda izin verildiği ve bu iznin her zaman geri alınabileceği ve davacı tarafından çekilen ihtarname ile de iznin geri alınmış olduğu, bu tarihten sonrası için taşınmazdan yararlanan davalının haksız işgalci olarak kabul edilebileceği açıktır.
Hal böyle olunca; davalıya ihtarname ile taşınmazın boş olarak teslimi için verilen süre olan 28.02.2013 tarihinden, davacının talep ettiği 30.05.2013 tarihine kadar hesaplanan ecrimisilin karar altına alınması gererkirken, taraflar arasındaki sözleşmenin bitim tarihi olan 01.10.2011 tarihinden itibaren tespit edilen ecrimisile karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi