Mesajı Okuyun
Old 23-06-2022, 13:12   #3
hciyiltepe

 
Varsayılan

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.

Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.

Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36 ncı maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenilmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 8992 Karar: 2021 / 13918)


Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s.273).

HMK m.137’de Ön incelemenin kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1) Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe (EKLENMİŞ İBARE RGT: 22.06.2012 RG NO: 28331 KANUN NO: 6325/35) (YÜR. TAR.: 22.06.2013) veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.

(2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.


Asliye Hukuk Mahkemelerinde uygulanacak yargılama yazılı yargılama usulüdür. (Basit yargılamaya tabi davalarda mevcuttur.) Yazılı yargılama usulünde; dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap (replik) ve ikinci cevap (düplik) dilekçeleri verilir. Bu yargılama usulünde; dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşaması mevcuttur. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.736). Bu aşamalar içinde yeni olan ise “ön inceleme” aşamasıdır.

Mahkeme, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği belirtilmiştir.

Yargıtay’ın müstekar kararları kural olarak ön incelemenin duruşmalı yapılması gerektiği yönündedir.


Olayınızda;
a. Mahkemece dava dilekçesi taraflara tebliğ edilmeden ve
b. Tarafların / davalıların cevap dilekçesi vermesi sağlanmadan,
c. ön inceleme duruşması yapılması mümkün değildir.
d. Ön inceleme yapılmadan da tahkikat aşamasına geçmek ve tahkikat aşamasının bir parçası olan keşif / bilirkişi incelemesi yapmak mümkün değildir. Aksi uygulama HMK'ya açıkça aykırı olacak ve mutlak bozma nedeni teşkil edecektir.

Mahkemece yapılması gereken;

a. Dava dilekçesinin davalılara tebliğinin sağlanması,
b. Daha sonra ön inceleme oturumu için tarih belirlenmesi ve
c. Taraflara usulüne uygun şekilde davetiye tebliği ile
d. ön inceleme duruşmasında dava şartları bakımından inceleme yapılarak gerekli kararları vermek,
e. Sonrasında tahkikat aşamasına geçerek delilleri takdir etmektir.