Mesajı Okuyun
Old 30-05-2022, 14:50   #2
av.enesteper

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.BugraH
Merhabalar değerli meslektaşlarım. Muris muvazaası ile ilgili kafama takılan bir konu hakkında bilginize başvurmak istedim. Somut olay şu şekilde gerçekleşmiş; Müvekkilin babası vefat etmiş durumda. Müvekkilin babasından kalan bir daire var ancak dairenin intikal işlemleri için tapuya gidildiğinde gayrimenkulün yarı hissesinin tapusunun, geçtiğimiz yıl müvekkilin babasının eski eşine satıldığı öğreniliyor. Yaptığımız araştırma neticesinde müvekkilin annesi vefat ettikten sonra babası, eski eşine giderek ölünceye kadar kendisine bakması için yeniden birleşme teklif ediyor. Eski eşi de bunun için evin tapusunun yarısını kendi adına istiyor ve muris de tapunun yarısını satış olarak gösterip devri gerçekleştiriyor. Tabi eski eş tapuyu aldıktan sonra murisin yanına uğramıyor. Burada merak ettiğim husus şu aslında; miras bırakanın yapmış olduğu tasarrufta mirasçılardan mal kaçırmak gibi bir amacı yok. Ancak yapılan devir işleminin de gerçekte bağış hükmünde olmasına karşın tapuda satış olarak görünmesi nedeniyle muvazaalı olduğu da bir gerçek. Burada sormak istediğim soru da tam bu noktada başlıyor. Muris muvazaası ile tapu iptal ve tescil davası açabilmem için ille de miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı bir işlem olması gerekiyor mu? Yoksa muvazaanın varlığının tek başına ispat edilmesi davayı kazanmak için yeterli olur mu?

Merhabalar meslektaşım Yargıtay İçtihatları uyarınca muris muvazaasının olmazsa olmazı murisin mal kaçırma amacıdır. Eğer murisin mal kaçırma amacı yoksa muris muvazaası davasının Yargıtay Kararları çerçevesinde reddedilmesi gerekmektedir.

Anlattığınız olay çerçevesinde muris muvazaasından çok normal muvazaa veyahut şartları varsa bağışlamanın geri alınması davası açmanız daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.