Mesajı Okuyun
Old 17-03-2022, 23:21   #1
Hsmoner

 
Varsayılan Vasiyetnamenin İptali - Noterin Sorumluluğu

Sevgili meslektaşlarım öncelikle iyi günler.

Muris 27.02.2003 tarihinde 3 müvekkilime vasiyetname ile kendine ait apartmandan bir daireyi eşit oranlı şekilde bırakıyor. Muris 20/12/2015 tarihinde vefat ediyor. Daha sonra mirasçılardan birkaçı, vasiyetname düzenlenirken tanıklardan birinin kazandırma yapılan müvekkillerimden birinin kardeşi olduğu için TMK 536/2 gereğince 29/02/2016 tarihinde vasiyetnamenin iptali davası açıyorlar. İlk derece mahkemesi davayı kabul ediyor ve istinaf yoluna başvuruluyor. İstinaf incelemesi sonucunda tekrardan aleyhe sonuç çıkıyor ve bu karar 19/02/2018 tarihinde temyiz yoluna başvurulmadan kesinleşiyor. Müvekkillerimin yasal mirasçı sıfatı yoktur. Bugüne kadar da mirasçılar arasında herhangi bir mal paylaşımı olmamıştır. Noterin görevini gereği gibi yerine getirmemesinden kaynaklı haksız fiile dayanan tazminat davası açmayı düşünüyorum fakat aklıma takılan birkaç hususta siz değerli üstadlarımın fikirlerini almak istedim.

1- Zarar istinaf kararının kesinleştiği tarihte öğrenildiğinden haksız fiildeki 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunmakta. Olası bir zamanaşımı itirazında ceza zamanaşımının uygulanabileceğini düşünüyorum fakat noterin bu hatalı işlemi tam olarak bir suç teşkil eder mi bir örnek bulamadım açıkçası.

2- Vasiyetnamenin iptali davasının Yargıtay denetiminden geçmemesi aleyhimize bir sonuç doğurur mu ?

3- Davada ceza zamanaşımının uygulanabileceğini düşünsem de zamanaşımı süremizin buna rağmen çok kısıtlı olması nedeniyle kısmi dava olarak değil de belirsiz alacak davası olarak açmayı düşünüyorum. Fakat mahkeme taşınmazın değerinin belirlenebilir nitelikte olduğunu iddia edip usul yönünden ret kararı verirse çok zor bir durumda kalabiliriz. Belirsiz alacak davası yönünden sıkıntı yaşayacağımızı düşünmesem de sizlerin de bu konudaki görüşlerinden faydalanmak isterim.

4- Son olarak ise yargıtay kararlarında zararın murisin öldüğü tarihe göre belirleneceği belirtilmekte. Bu durumda çok büyük bir değer farkı ortaya çıkıyor. Buna rağmen taşınmazın dava tarihindeki değerinin tamamının tazmin edilmesini mi istemeliyim yoksa garantici davranarak olası bir ret kararında zarara uğramamak adına murisin ölüm tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından tenkis hesabı da yapılarak varsa dava dışı mirasçıların bu daireye düşen hisselerinin düşülmesi sonucunda ortaya çıkan değeri mi talep etmeliyim ?

Değerli fikirleriniz için şimdiden teşekkür ederim.