Mesajı Okuyun
Old 05-03-2022, 14:12   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan drako
Yakın zamanda bu konuda benim de bir dosyamda savcılık şüphelinin ifadesini bile almadan kyok kararı verdi.İtiraz ettik sulh ceza reddetti.

Bizim olayımızda ise evli olan erkek evli olmasına rağmen yurtdışında yaşayan müvekkile evlenmek istediğini ev tutacağını belirterek para almış ve hatta yüzük bile vermiştir.Ancak ne hikmetse savcılık taraflar arasında gönül ilişkisi var deyip şüphelinin ifadesini bile almadan gönül ilişkisine kanaat getirip KYOK kararı vermişti.

Kanun yararına bozmaya başvurmuştum ben de henüz yanıt gelmedi.Şayet olumlu sonuç alırsam kararı paylaşırım meslektaşım.


Kesinleşmiş takipsizlik kararına karşı cmk 309 uyarınca kanun yararına bozma başvurusu ve KABUL kararı

T.C.Yargıtay14. Ceza Dairesi

Esas No:2017/11
Karar No:2017/2348
K. Tarihi:

14. Ceza Dairesi 2017/11 E. , 2017/2348 K.

"İçtihat Metni"

Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve cinsel taciz suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20.04.2016 tarihli ve 2015/101946 soruşturma, 2016/20857 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 24/05/2016 gün ve 2016/1762 Değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde,

Dosya kapsamına göre müştekinin, sosyal medya üzerinden tanıştığı şüphelinin yine sosyal medya üzerinden kendisine hakaret içerikli sözler sarfettiği, tehditte bulunduğunu, özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği iddiasına ilişkin olarak, tespit edilen mesaj içeriklerinde tehdit ve hakaret ve cinsel taciz içerir kayıtların bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda kimlik ve adres bilgileri bilinen, hesap ve telefon numarası mevcut olan şüphelinin ifadesi alınıp belirtilen yönlerden araştırma yapılması, yine müştekinin ifadesinde telefonunda mesaj ve arama kayıtlarının bulunduğunu belirtmesi karşısında müştekinin telefonunda inceleme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara vaki itirazın kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.12.2016 gün ve 94660652-105-35-12930-2016- Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 24.05.2016 gün ve 2016/1762 Değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.