Bu konuda sizin dikkatli değerlendirme yapmanız gerektiğini düşünüyorum. Eğer ki sözleşme baştan itibaren hükümsüz bir şekilde kurulmuş veya cayma hakkını kullanmanız nedeniyle iade söz konusu ise sebepsiz zenginleşme gündeme gelir. Ama eğer sözleşme hükümlerini korurken ileriye yönelik feshe dayalı iade talep edilmiş ise bu halde iadenin sözleşme sorumluluğuna dayandığını düşünüyorum.

Devremülk uyuşmazlıklarında her ne kadar mahkemeler sözleşmenin iptali şeklinde kararlar verse de iadenin dayanağının sebepsiz zenginleşme olduğu açık. Siz istinaf dilekçenizde sözleşmeden cayıldığını ve sebepsiz zenginleşmeden dolayı iade kararı verildiğini ancak Yargıtay içtihatları doğrultusunda ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda günümüzdeki değerinin belirlenmesinin mahkemece yapılmadığını ve bu nedenle kararın bozulması gerektiğini ileri sürün. Eğer karar bozulup mahkemeye gönderilirse bilirkişi raporu için tahkikat aşaması yeniden yapılacaktır. Bu halde HMK 177/2’e göre ıslah dilekçesi verme imkanınız doğar. (Fazlaya ilişkin hakkınızı saklı tuttuğunuzu varsayıyorum. Tutmadıysanız ek dava açmanız düşünülebilir) Islah ile dava değerini arttırabilirsiniz. Bu konuda çok tecrübem olmasa da naçizane görüşüm bu.