Mesajı Okuyun
Old 09-12-2021, 14:06   #9
Av. Murat KILIÇ

 
Varsayılan

YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/3920
Karar Numarası: 2017/8274
Karar Tarihi: 23.11.2017
Dava, iş kazasında sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin,
506 sayılı Kanunun 26. maddesince rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ...Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş. avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine,
temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki
kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosya kapsamı, Dairemizin 15.12.2015 tarihli ve 2014/18123 E.2015/22219 K. Nolu kararı gözetildiğinde
davalı ...Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş.'nin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Mahkemece verilen 20.11.2013 tarihli kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 15.12.2015
tarihli ve 2014/18123 E.2015/22219 K. nolu kararı davalılardan ... A.Ş'nin (TTA'nın) sorumluluğunun BK 179
maddesi kapsamında değerlendirilmesi için bozulmuş ancak bozma ilamının gereği yerine getilmeden hüküm
tesis edilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi, bir mameleki veya bir
işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimsenin, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten
itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olacağını, iki yıl süreyle evvelki borçlunun da
devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olacağını öngörmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.11.2001
tarihli, 2001/21-1030 Esas ve 2001/1077 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu'nun
179. maddesinin içinde "müteselsil bir borç" vardır. Devir alan şirket devir eden şirketin borçlarından ötürü
sorumlu olduğu gibi, iki yıl müddetle evvelki borçlu (devreden) dahi, yenisi (devralan) ile birlikte müteselsilen
sorumlu olur. Borçlar Kanununun müteselsil borçlara ilişkin 141. maddesine göre teselsülün kanun hükmünden
doğduğu hallerde kamu düzeni söz konusu olacağından tarafların iradeleriyle teselsülün ortadan kaldırılması
hükümsüzdür. (Dr. H. Öser / W. Scöhe-nenberger Borçlar Hukuku Ankara 1950 sh. 905-906) O nedenle, bu
müteselsil borç kanun hükmünden (B.K. 179'dan) doğduğundan; teselsülden kaynaklanan sorumluluğun
dışlanması geçersizdir ve hukuki sonuç doğurmaz.
Sorumluluğun zamanı "devir anıdır." devrin fiilen gerçekleştiği
tarihte doğmuş ve nedeni vücut bulmuş borçlar bu sorumluluğun kapsamında kalmaktadır. İşletmenin devirden
önceki borcunun nakli kural olarak alacaklıya karşı hüküm ifade etmesi B.K. 173 ve 174. maddeleri gereğince
alacaklının onamına bağlı ise de, 179. madde bu kurala bir istisna getirmiş alacaklının rızasına gerek
görülmeksizin borcun devir alana intikal ettiği kabul edilmiştir.
Müteselsil borcun özelliği alacaklının müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden alacağın tamamını
veya bir kısmını istemekte serbest oluşudur. (A. Von Tuhr, Borçlar Hukuku, İstanbul 1953, s 845 vd.) Sözü edilen
hukuki esaslara göre eski ve yeni borçlunun müteselsil sorumluluğu iki yıllık bir devre için kabul edilmiş olup, bu
iki yıl, (muaccel borçlar için) devrin, alacaklının ihbarı ya da gazetelerde ilan tarihinden itibaren başlar.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; işletmenin devir olgusu ve devir sözleşmesi ve devrin ilan tarihi
araştırılarak, devir sözleşmesi hükümleri anılan madde kapsamında irdelenerek, davalılardan ... A.Ş'nin (TTA'nın)
sorumluluğunun anılan madde hükmü kapsamında devreden işveren olarak ve devrin ilanından itibaren işlemeye
başlayacak 2 yıl süre ile sınırlı biçimde sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ortaya konulmaksızın eksik
inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu devrin ilan tarihi tespit edilerek sorumluluğun şartları irdelenmeksizin
yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.11.2017 gününde
oybirliğiyle karar verildi.