Mesajı Okuyun
Old 04-04-2007, 10:02   #3
av.fundasin

 
Varsayılan

Umarım faydası dokunur.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1986/3310
Karar No.
1986/3958
Tarihi
26.06.1986


İLGİLİ MEVZUAT
6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/592/599


KAVRAMLAR
AÇIK POLİÇE
KIYMETLİ EVRAK
POLİÇE CİRO ÖDEME AVAL
BONO
BOŞ OLARAK İMZA EDİLEREK VERİLEN BONO
BEYAZ BONO
ŞAHSİ DEF'İLER
KUMAR BORCU İDDİASI


ÖZET
BOŞ OLARAK İMZA EDİLEREK VERİLEN BİR BONO, BEYAZ BONO OLARAK KABUL EDİLİR VE GEÇERLİDİR. ŞAHSİ DEF'İLER İSE İYİ NİYETLİ HAMİLE KARŞI İLERİ SÜRÜLEMEZ. KUMAR BORCU İDDİASI ŞAHSİ DEF'İ NİTELİĞİNDEDİR. İDDİA SAHİBİNİN İYİ NİYETLİ HAMİLE KARŞI YEMİN TEKLİFİNE HAKKI VARDIR.


DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İznik As. Hukuk Hakimliğince verilen 20.2.l986 tarih ve 292- 13 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:

KARAR : Davacı, bankadan gelen ihbarnameye göre davalının alacaklı göründüğü muhtelif vadeli ve meblağlı toplam 620.000 lira tutarındaki bonoların davalının eline ne şekilde geçtiğini bilemediğini, ancak davalı ile hiç bir ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek anılan bonolarla davalıya borçlu olmadığının tesbitini ve bonoların iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı İsmet Şener vekili, bonoların Eşref Çatak'tan ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, TTK.nun 592. maddesi uyarınca bonoların sonradan anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu iddiasının iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere, dava konusu bonolardan dolayı davacının Eşref Çatak aleyhine açtığı menfi tesbit davasının kabulüne ilişkin aynı mahkemenin 1984-306 E. sayılı hükmünün kesinleşmiş olmasına göre, davacının dava konusu bonoları aslında dava dışı Ertuğrul Baykent isimli kişiye boş olarak imzalayıp verdiği, Ertuğrul'un da Eşref Çatak'a davalı İsmet Şener'e götürmesi için teslim etmesinden sonra, Eşref Çatak'ın lehdar hanesine kendi ismini yazıp, bonoları davalıya ciro ettiği, bu durumda tedavüle çıkarıldığında emre yazılı senet unsurlarını taşımadığı gibi, hakkı olmadığı kesin hükümle saptanan Eşref Çatak'ın davalıya ciro etmesinin de mümkün bulunmadığı nedenleriyle davanın kabulüne, davacının davalı İsmet Şener,'e de borçlu olmadığının tesbitine, dava konusu altı adet bononun iptaline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

TTK.nun 690. maddesi yollamasıyla 592. maddesi hükmü ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince sadece imza edilerek verilen bir bono açık bono olarak kabul ve geçerli sayılması gerekmesine ve TTK.nun 599. madde hükmü gereğince şahsi def'ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğine, kumar borcu iddiasının da bir şahsi def'i niteliğinde olup yine TTK.nun 599. maddesi gereğince iyi niyetli hamile karşı ancak bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde ileri sürülebileceğini bilerek ve kendini zarara uğratmak amacıyla ciro suretiyle devraldığını kanıtlayamamış olmasına göre, işbu senetlerden dolayı kaideten davalıya borçlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davacı dava dilekçesinde sair deliller demek suretiyle yemine de dayanmış olmakla, davalıya, işbu bonoların kumar borcu karşılığı düzenlendiğini bilmediği ve davacıya zarara uğratmak maksadıyla devralmadığı yolunda bir yemin teklifine hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.6.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
1992/11886
Karar No.
1993/8720
Tarihi
17.12.1993


İLGİLİ MEVZUAT
818-BORÇLAR KANUNU/17
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/290
6762-TÜRK TİCARET KANUNU ( TTK )/592


KAVRAMLAR
SÖZLEŞME
BORCUN SEBEBİ
BORCUN NEDENİ
İSTİRDAT DAVASI
BEYAZA İMZA
SENEDİN AKDE AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI
TANIKLA İSPAT EDİLEMEME
AÇIĞA İMZA ATILARAK SENET DÜZENLENMESİ
SENEDE KARŞI İDDİANIN YAZILI DELİLLE İSPATI


ÖZET
AÇIĞA İMZA ATILMAK SURETİYLE DÜZENLENEN SENEDİN ARADAKİ ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI, HUMK. NUN 290. MADDESİNE GÖRE YAZILI DELİLLE KANITLANMALIDIR. MUVAFAKAT EDİLMEDİĞİ HALDE TANIK DİNLENEREK İDDİANIN SABİT OLDUĞU KABUL EDİLEMEZ.


DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalılardan Alibey'in teminat senedi olarak düzenlenen açık senetleri ele geçirip, oğlu Cengiz'e ciro ettiğini ve bu davalı tarafından takibe konulduğunu ileri sürmüştür. Davalılar vekili, senetlerin teminat senedi olduğunu davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ibraz edilen 10 adet senedin kağıtlarının aynı olduğu, aynı tarihte tanzim edildiği, takibe konu senetlerde keşidecinin adresi, tanzim ve tediye tarihlerinin yazıldığı, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği gerekçesiyle, ödenen senetlerin bedelinin davalılardan istirdatına karar verilmiştir.

Açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen senetlerin, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerlidir. Senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler HUMK. nun 290. maddesi hükmünce şahitle kanıtlanamaz. Yazılı delille ispatı gereken hususlarda diğer tarafın açık muvafakatı ile tanık dinlenebilir. Mahkemece ölen tanığın yerine başka tanığın dinlenmesinde usule aykırılık yoksa da, davalılar tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerinden tanığın dinlenmemesi, dinlenen tanığın beyanına itibar edilmemesi gerekir. Mahkemece, davacıdan HUMK.nun 288. maddesi hükmünce iddiasını ispatlayacak delilleri sorulup, yazılı delil ibraz etmediği takdirde yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken" yazılı şekilde davanın kabulü isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.