Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, s. 444, paragraf 4); Gayrimenkul hacizleri tapuya şerh verilmek suretiyle tekemmül eder. Bu nedenle menkul mallarda ki gibi fiili haciz aranmaz. Taşınmazın haczi ile malikin tasarruf hakkı Medeni Kanunun 920 (şimdi: 1010) maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Yani borçlunun haczedilmiş olan taşınmaz üzerinde ki tasarrufları alacaklının haklarını etkilediği nispette hükümsüz olur (İİK'nun 91-1). Hacizden sonra tapuda meydana gelen değişikliklerin, bu değişiklik ilama dayansa bile haciz koyduran alacaklının durumunu etkilemez. Bu nedenledir ki 11.06.1999 tarihli hacizde taşınmazın tapu kaydında herhangi bir takyidata rastlanmadığı halde, 17.10.2000 tarihli ilamda taşınmaz üzerinde borçlunun boşandığı eşi lehine irtifak hakkı kurulmuş olması, alacaklının haciz tarihi itibariyle satışın takyidatsız olarak yapılması gerektiğine ilişkin talebinin kabulü gerekir. (Yazarın alıntı yaptığı yer; 12. HD 10.3.2003, 1928/4723 (Uyar 5. Cilt s. 7835-7836))