Mesajı Okuyun
Old 07-09-2021, 08:59   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dlndmr
Meslektaşım öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Davayı açtık ancak bedel iadesi değil de ayıp oranında bedelden indirim talep ettik. Yalnız ben arabuluculuk başvurusu yaparken bedelden indirim talebinde bulunmamıştır. Ayıpsız misli ile değişim mümkün olmaması halinde bedel iadesi şeklindeydi talebimiz. Şimdi dava dilekçesi ile arabuluculuk tutanağı talep kısımları aynı olmadığı için herhangi bir sıkıntı yaşar mıyız sizce?


2018 den sonraki başvurular hakkında taleplerin açık ve net olması aranmaktaymış..Uygulama hala bu yönde ise davada sıkıntı yaşarsınız...

YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
2019/4419
2019/11594
Karar Tarihi: 23.05.2019
DAVA TÜRÜ: ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ: İş Mahkemesi
Özet : Anlaşmazlık tutanağında her bir tazminat ve alacak kaleminin açıkça gösterilmemesinin arabulucunun hatasından kaynaklandığı kabul edilmelidir. Bu eksikliğin de dava şartının sağlanmadığı şeklinde yorumlanması, hak arama özgürlüğünü aşırı şekilde zorlaştıran bir hâl olarak değerlendirilebilir.
Arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “ başvuru formu “ uygulamasının başladığı 02.08.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul edilmelidir.




T.C.
SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/4314
K. 2020/69
T. 22.1.2020
7036/m.3/1
6325/m.15/3,17/2
ÖZET : Dava; kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma gibi işçilik alacaklarına ilişkindir.
İlk Derece mahkemesi tarafından; davacı vekili tarafından arabulucu son tutanağında yer verilmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacağına ilişkin alacak kalemlerinin talep edilmiş olduğu görülmekle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de arabulucular tarafından yapılan bu tür hatalar tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, arabuluculuk kanununa dayanılarak çıkartılan ve 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin “başvuru formu“ uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “ işçilik alacakları” “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise, başvuru formu getirtilip, talepler açık açık belirtilmiş ise talep formunda belirtilen alacakların görüşmelere konu edildiği, açıkça belirtilmemiş ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği kabul edilmelidir.

Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise başvuran ve özellikle başvuru arabuluculuk ile görevli mahkemenin memuruna yapılmış ise görevli memur başvuru formundaki bu tür eksiklikleri giderecek uyarılarda bulunmalı, 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda başvuru formu içeriğine itibar edilerek sonuca gidilmelidir.
Bu tür anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları yada anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.

Somut olayda 02/06/2018 tarihinden sonra düzenlenen tutanakda işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan ibaresi yeterli değildir. Arabuluculuk evrakı incelendiğinde 30/10/2018 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu yani 02/06/2018 tarihinden sonra başvuru yapıldığı sabittir.Dosya içinde mevcut arabulucu başvuru formunda da; "işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan" ibaresi mevcuttur. Bu nedenle yerel mahkemenin arabuluculuk tutanağını uygun bulmayarak dava şartı yokluğu nedeniyle davayı reddetmesinde hukuka aykırılık yoktur.