Mirasın Reddi

Mirasın reddi, Türk Uygar Kanunu unsur 609’da düzenlendiği üzere mirasçılar tarafından mirasın kayıtsız kuralsız reddi tarafında yazılı yahut kelamlı olarak sulh hukuk mahkemelerinde beyanda bulunmaları ile gerçekleşir.

Mirasçının mirasını reddedebilmesi için belli şartları sağlıyor olması gereklidir ki bunlar; ayırt etme gücüne sahip olma, ergin olma ve fiil ehliyetine sahip olmak üzere Uygar Kanun’da gösterilmektedir.

Vekaleten mirasın reddi konusunda ise hazırlanacak vekaletnamede özel yetkili olarak vekil kılınmalıdır. Mirasçı mirasın kendisine geçtiğini öğrendiği tarihten itibaren üç ay içerisinde sulh hukuk mahkemesine mirasın gerçek reddi için beyanda bulunması öngörülmüştür.

Mirasın hükmen reddi TMK. Md. 605//2’de düzenlenmiş olup belli koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçının kelam konusu mirasın reddi hakkında bir beyanda bulunmasına gerek olmaksızın miras bırakanın tüm alacak ve borçlarını kapsayacak biçimde mal varlığı üzerinde sorumlu olmayacağının kabulü manası taşımaktadır.

mirasın reddi için gerçekleşmesi öngörülen koşul ise mirasçının miras bırakanın vefat tarihinde ödemeden aciz olduğunun resmi makamlarca tespit edilmiş olmasıdır. Mirasçının aciz evrakı bulunması halinde mirasın hükmen reddi için beyana gerek olmadığı üzere makul bir mühlet koşulu da getirilmemiştir.

Dolayısıyla aciz dokümanının varlığı halinde miras direkt olarak hükmen reddedilmiş kabul edilmektedir. Miras bırakanın borçlarından ötürü alacaklılar tarafından bir talepte bulunulduğunda ya da icra takibi başlatıldığında aciz evrakı borca karşılık itiraz biçiminde ileri sürülebilmektedir.
Türk Uygar Kanunu husus 618 uyarınca miras bırakanın borçlarından mirasçılarının sorumluluğu 5 yıl mühletle devam etmektedir. Miras bırakanın ödemeden aciz olduğu hallerde ise miras reddedilmesine karşın miras bırakanın vefatından evvelki 5 yıl içerisinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılması sırasında geri vermekle yükümlü olacakları kıymetler ölçüsünde sorumlu olmaya devam etmektedirler.

Bunun yanı sıra mirasçıların mirası reddetmeleri halinde alacaklıların düşebileceği dezavantajlı durumun önüne geçebilmek ismine alacaklıların korunması unsuru belirlenmiş ve bu prensip doğrultusunda alacaklılara birtakım haklar sunulmuştur.

Uygulamada miras bırakanın değil de mirasçıların borçlu olması halinde miras bırakandan kendisine intikal edecek mal varlığının alacaklılar tarafından haczine mahzur olunması emeli ile mirasın reddi yoluna başvurulduğu görülmektedir. Yani babasından kalan meskenin kendi alacaklıları tarafından haczedilmesine pürüz olmak isteyen mirasçı mirası reddetmekte ve kendi hissesi başka mirasçılara kalmaktadır.