Mesajı Okuyun
Old 21-05-2021, 21:12   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Terditli davalarda arabuluculuk şartının aranıp aranmayacağı konusunda verilmiş herhangi bir Yargıtay kararına rastlamadım.

Asıl talebin arabuluculuk şartına tabi olmaması ikincil talebin tabi olması halinde davanın başında arabuluculuğa gidilmesini veya hakimin asıl talebi ret etmesi halinde ikincil talep için arabulucuya başvurması için süre tanıması gerektiğini savunan görüşlere rastlanıyor.

Bana göre ; Terditli davada bir asıl ve birde feri (ikincil) olmak üzere ki ayrı talep bulunmasına karşın ortada tek dava vardır. Dava şartlarının asıl talebe göre belirlenmesi zorunlu olduğundan arabuluculuk şartı da asıl talebe göre belirlenir. Dolayısı ile soruda geçen olayda tapu iptali ve tescile dair asıl talep arabuluculuk şartına tabi olmadığından, asıl talebin reddi halinde ikincil talebi teşkil eden tazminat talebinin incelenmesinde de arabuluculuk şartı aranmayacaktır. Aşağıdaki BAM kararlarının bu görüşü desteklediğini düşünüyorum.

NOT: Ayrıca benzer olay niteliğindeki "davaların yığılması" olayında Yargıtay 11.HD. 10.06.2020 T. 20119/4851 E. 2020/2732 K.sayılı kararında "Her ne kadar tazminat talepli davalar arabuluculuğa tabi olsa da bir tahsil davasının, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılmış olması hâlinde, bu davanın artık arabuluculuk şartına tabi olmayacağına" karar vermiştir.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/497
K. 2021/471
T. 10.03.2021


... Davacının asıl ve ilk talebi tapu iptali tescil olup, tazminat talebi ise terditli, ikincil taleptir. Tazminat talebinin incelenebilmesi için öncelikle tapu iptali ve tescil talebinin incelenerek bir sonuca varılması; tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde tazminat talebinin incelenmesi gerekmektedir.

HMK'nın "Terditli talepler" başlıklı 111. Maddesinde "(1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.(2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz." hükmü düzenlenmiştir. HMK'nın 111/2. maddesine göre, mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Somut olayda davadaki asli talep "tapu iptali ve tescil" talebi olup, 6102 sayılı TTK'na 7155 sayılı Kanun ile eklenen 5/A maddesinde belirtilen "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat" taleplerinden olmadığından, zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. Somut olayda davadaki asli talep zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından ve asli talep incelenmeden fer'i (terditli) talep incelenemeyeceğinden mahkemece davanın esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, fer'i talebin arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a-4-6 bendleri gereğince kaldırılarak,
davacının asli talebi olan tapu iptali ve tescil talebinin 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı göz önünde bulundurulmak suretiyle işin esasına girilip öncelikle asli talebin; bu talebin şartları bulunmuyorsa bu kez fer'i talebin incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/1107
K. 2020/1256
T. 9.7.2020


...İlk derece mahkemesince…incelenen tüm dosya kapsamına göre; davacının finansal kiralama sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ve taşınmazların müvekkiline iade ve teslimini, olmadığı takdirde dava değeri olan 50.000TL'nin davalıdan tahsilini talep etmesi nedeniyle, 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup… davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK'nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.

Dava; sözleşmenin feshi nedenine dayalı ve finansal kiralama sözleşmesine konu malın iadesi istemlidir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece , terditli olan malın bedelinin tahsili isteminden kaynaklanan talep nedeni ile zorunlu arabuluculuk dava şartının bulunmadığı nedenle usulden red kararı verildiği görülmüştür.

Öncelikle dava şartı hususunda ; davacının " birincil" talebi olan " malın aynen iadesi" istemi hususunda değerlendirme yapılmalıdır. Terditli talep; birincil talebin yerine getirilmesinin imkansız olduğunun anlaşılması durumunda devreye girecek ikincil bir taleptir. Kaldı ki bu talep İİK 27- 28-29. Maddelerin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu nedenle dava şartının birincil ve asıl talebe göre belirlenmesi zorunlu olup; taşınmaz teslimini içeren talep hakkında dava şartı olarak arabuluculuk şartı bulunmadığından kararın kaldırılması gerekmiştir.