Mesajı Okuyun
Old 03-05-2021, 12:03   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Menfi tespit davası basit yargılama usulüne tabidir. HMK.m.317/2 m.göre basit yargılamada cevap süresi tebliğ tarihinden itibaren iki haftadır.

Tebligat K.32.maddesi gereğince "tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır." Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur.

Aşağıdaki kararda Yargıtay; muhataba usulsüz de olsa bir tebligatın yapılması halinde, vekilinin dosyaya vekalet sunmasını geçerli bir tebligat olarak kabul etmiştir.

Somut olayda, davalıya çıkartılan tebligat, tebliğ edilmeden iade edilmiş bulunduğundan, ortada "usulsüz de olsa" yapılan bir tebligat bulunmadığından, salt vekalet ibrazı geçerli bir tebligat olarak kabul edilmez ve cevap süresini başlatmaz.


12. Hukuk Dairesi 01.06.2020 T. 2019/11629 E. , 2020/3376 K.

...7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur.

Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.

Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.

Somut olayda, borçlulardan ...'ye gönderilen ve 20.03.2018 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Söz konusu tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. UYAP sorgu sisteminden yapılan incelemede ise; borçlu vekili Av. ...’ın 04.05.2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunduğu, vekaletnameyi aynı tarihte harçlandırdığı, icra müdürlüğü tarafından vekaletnamenin 07.05.2018 tarihinde onaylandığı, bu tarihten itibaren borçlu vekilinin Uyap sorgu sisteminde bulunan tüm evraklara erişim imkanı elde ettiği, itirazın ise yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra, yani 11.06.2018 tarihinde yapıldığı görülmektedir.

O halde, bölge adliye mahkemesince, ıttıla tarihinin, borçlu vekili tarafından sunulan vekaletnamenin onaylanma tarihi olan 07.05.2018 olarak kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 11.06.2018 tarihli şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK'nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.