Mesajı Okuyun
Old 27-04-2021, 15:22   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Miras bırakanın parasını kendisi ödediği halde, tapuyu eşinin üzerine yaptırması muris muvazaası olarak kabul edilmez. Gizli bağış sayılır ve tenkis davasına konu teşkil edebilir.

BKN. THS, http://www.turkhukuksitesi.com/showp...55&postcount=4 'deki yazımız
ayrıca;

YARGITAY

1.HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2012/5536

Karar Numarası: 2012/8314

Karar Tarihi: 02.07.2012


SATIN ALDIĞI TAŞINMAZIN TESCİLİNİ BİR BAŞKASI ÜZERİNE YAPTIRMAK

MİRASÇILARDAN MAL KAÇIRMAK

GİZLİ BAĞIŞ ŞEKLİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN İŞLEMLERDE TAPU İPTALİ

ÖZETİ: Bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığından davacıların tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmesi ancak koşulları var ise tenkis isteğinin değerlendirilmesi gerekir.

Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil, tenkis davasının sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi D. A.'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar: Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar, ortak murislerinin emekli ikramiyesi ve kredi çekmek suretiyle satın aldığı 2273 ada 11 parsel sayılı taşınmazı tapuda kendi adına değil, eşi olan davalı adına kayıt ve tescil ettirdiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil, olmaz ise tenkis isteğinde bulunmuşlardır.

Toplanan deliller ve dosya içeriğinden; murisin 09.02.2009 tarihinde ölümü ile mirasçısı olarak davacı çocukları ile davalı eşi ve davalıdan olma dava dışı C. G.'ın kaldığı çekişmeli taşınmazın dava dışı Y. adına kayıtlı iken satış suretiyle 07.03.2007 tarihinde davalı D. adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut Olayda olduğu gibi bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.

Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklamalar uyarınca bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığından davacıların tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmesi ancak koşulları var ise tenkis isteğinin değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

Sonuç: Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

www.legalbank.net