Mesajı Okuyun
Old 18-03-2021, 14:23   #3
Av. M. Açar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dilay aslan
sayın meslektaşım cevabınız için çok teşekkür ederim. evet bir sulh sözleşmesi yapıldı ve yazılı şekilde düzenlenip karşılıklı imzalar atıldı. sözleşmede açık bir şekilde 200 bin TL yi kabul edip fazlaya ilişkin haklarından feragat ettiğine dair madde de mevcut. Ama aylar sonra kalkıp dava açıyor ve benim zararım daha çokmuş vazgeçtim diyor. bu durumda biz ne yapabiiliriz? buna benzer bizim o protokolün bağlayıcılığını gösteren karar var mı? çok teşekkür ediyorum iyi çalışmalar dilerim
Sayın meslektaşım, yanıltıcı bir bilgi vermiş olduğumdan dolayı mesajı sildim..Zira ibraname ve sulh sözleşmesi arasında zamansal yönden bir farklılık varmış..Bu nitelikteki bir belge yargılama aşamasından öne imzalanmışsa ibraname, yargılama aşamasından sonra imzalanmışsa sulh sözleşmesi olarak adlandırılmaktaymış.. Yargıtayın sunacağım kararı umarım aydınlatıcı olur, yanlış bir bilgi verdiğim için tekrardan özür dilerm..
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/124
K. 2020/6530
T. 4.11.2020
DAVA : Taraflar arasındaki işyeri sigortasından kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; davalı tarafından davacıya ait iş yerinin KOBİ paket sigortası ile teminat altına alındığını, iş yerinde 20.08.2012 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle yapılan 195.804,00 TL ödemenin ihtirazi kayıt konulmadan kabul edildiğini, yapılan tespit sonrasında zararının daha fazla olduğunun tespit edildiğini, yangın nedeniyle iş yerinin üç ay kapalı kaldığını, dekorasyon, iş durması ve üç aylık kira bedellerinin ödenmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi zararın 20.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek bankalar arasında mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; iş yerinin kendilerine sigortalı olduğunu, yangın dolayısıyla bağımsız ekspere hasar miktarının ve yangının niteliği yönünde tespit yaptırıldığını, inceleme sonucu emtia, makine, tesisat ve dekorasyonda sigorta bedeli ile değeri arasında fark olması dolayısıyla eksik sigorta uygulandığını, sovtaj bedellerinin tenzil edildiğini, toplam 197.460,01 TL tazminat belirlendiğini, bunun davalıya ödendiğini, bunun dışında kalan kira giderleri, iş durmasına yönelik kayıtların teminat dışında olduğunu, davalının kayıtsız şartsız ibra edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 10.000,00 TL tazminatın 12/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş;

hükmün, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17/10/2016 gün ve 2016/2298 Esas 2016/9025 karar sayılı ilamı ile "davalı ... şirketinin davacıya yapmış olduğu ödeme ile gerçek zarar arasındaki farkın açık bir nispetsizlik oluşturup oluşturmadığı, dosyaya sunulan ibranamenin düzenlenme tarihi itibariyle davacının müzayaka içerisinde bulunmadığı ve TBK'nun 28. maddesinde belirtilen koşulların değerlendirilerek taraflar arasında düzenlenen ibraname gereği davacının talepte bulunup bulunmayacağı, borcu söndüren sebeplerden olan ödeme ve ibranamenin davacıyı bağlayıp bağlamadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.


Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, gabin (aşırı yararlanma) halinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara, mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, süpermarket işleticisi davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 04.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.