Mesajı Okuyun
Old 31-08-2020, 13:07   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

KADASTRO KANUNU
Hataların düzeltilmesi:
Madde 41 –
(Değişik birinci fıkra:22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan
işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan
hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak
sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk
mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.

(Değişik :22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan
taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik
kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir. (2)

Bu maddenin uygulanmasında, 12 nci maddede belirtilen hak düşürücü süre aranmaz.


Soruda geçen TST m.75 malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin hataların düzeltilmesi ile ilgilidir. Ayrıca 74 m. göre de basit yazım hatalarının idarece düzeltilmesi imkanı vardır. Bu kuralların sorudaki olayla ilgisi bulunmamaktadır.

Ancak Kadastro K. nun 41.m.göre, "taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Bu maddenin uygulanmasında hak düşürücü süre aranmaz"

Diğer yandan hazinenin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan TMK.1007'de düzenlenen sorumluluğunun gerçekleşebilmesi için zararın kesinleşmesi yani hatanın yasal olarak düzeltilme imkanının kalmaması gerekir. Bu yönden yargıya başvurulmadan önce " taşınmazdaki alan kaybına neden olan hatanın düzeltilmesi için " Kadastro MÜdürlüğüne başvurulması gerekirdi. Diye düşünüyorum.