Mesajı Okuyun
Old 25-06-2020, 23:59   #5
Fulya Kurugöl

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım cevabi yazınız için öncelikle teşekkür ederim. Bahse konu kararlar elimde mevcut. Evet keşke Yerel Mahkeme direnseydi. Şimdi sil baştan gibi dava ile uğraşacağız. Usul ekonomisi nerede kaldı acep... Hiç sesi soluğu çıkmıyor.

Öte yandan bir başka bilgiyi de bu vesile ile sizlerle paylaşmış olayım. Şayet İçtihadı Birleştirme isteniyor ise dilekçenizi Mahkemeyi aracı kılmaksızın direk Birinci Başkanlar Kurulu'na gönderebilirsiniz. Bu işin bir harcı olmadığını da öğrenmiş bulunmaktayım.

Kolay gelsin.


Alıntı:
Yazan Av. Aybars Karakırık
Sn. meslektaşım;

YİBBGK., E. 2016/6 K. 2017/5 T. 15.12.2017 kararında konu ele alınıp,
ÖZET: İşçilik alacaklarının çok değişik tür ve nitelikte uyuşmazlık olarak mahkemeler önüne gelebileceği, aynı tür ve nitelikteki işçilik alacaklarında dahi her defasında alacağın belirli veya belirsiz olmasından söz edilmesinin mümkün olmayacağı, her bir somut olayın özelliğine göre mahkemelerin alacağın belirli mi yoksa belirsiz alacak mı olduğunu tespit etmeleri gerektiği, alacağın türü itibariyle bir alacağın belirli veya belirsiz alacak olduğundan söz edilemeyeceği, bu hususta yapılacak içtihadı birleştirmenin, içtihadı birleştirme kararlarının soyut, genel ve her defasında geçerli normatif yapısıyla bağdaşmayacağından içtihadı birleştirmeye gerek bulunmamaktadır.(...)
(...)
IV. SONUÇ

İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sonucunda, işçilik alacaklarının çok değişik tür ve nitelikte uyuşmazlık olarak mahkemeler önüne gelebileceği, aynı tür ve nitelikteki işçilik alacaklarında dahi her defasında alacağın belirli veya belirsiz olmasından söz edilmesinin mümkün olmadığı, her bir somut olayın özelliğine göre mahkemelerin alacağın belirli mi yoksa belirsiz alacak mı olduğunu tespit etmeleri gerektiği, alacağın türü itibariyle bir alacağın belirli veya belirsiz alacak olduğundan söz edilemeyeceği, bu hususta yapılacak içtihadı birleştirmenin, içtihadı birleştirme kararlarının soyut, genel ve her defasında geçerli normatif yapısıyla bağdaşmadığı gerekçeleriyle içtihadı birleştirmeye gerek olmadığına, 15.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.,


yönünde karar verildi. Ama umarım sizin başvurunuz sonucu konu çözüme kavuşur.



Derdest dosyalar bakımından ise

(...)
T.C. YARGITAY
.Hukuk Genel Kurulu
Esas No :2016/22-1166
Karar No:2019/576
Karar Tarihi: 16.05.2019

İŞÇİLİK ALACAĞI DAVASI - BELİRLİ ALACAKLAR İÇİN DE ARTIK KISMİ
DAVA AÇILMASININ MÜMKÜN HÂLE GELDİĞİ - DAVANIN KISMİ DAVA
OLARAK GÖRÜLMESİ İÇİN GEREKLİ KOŞULLARIN SOMUT OLAYDA
BULUNDUĞU - DİRENME KARARININ YERİNDE OLDUĞU
ÖZET: Alacağın tartışmasız veya belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağına ilişkin 6100 sayılı
HMK'nın ilgili maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olmasından dolayı belirli alacaklar için
de artık kısmi dava açılması mümkün hâle geldiğine ve davacının alacaklarının bir kısmını dava
ettiğinin dava dilekçesi içeriğinden anlaşılmasına başka bir anlatımla davanın kısmi dava olarak
görülmesi için gerekli koşulların somut olayda bulunmasına göre, mahkemece dava hukuki yarar
yokluğundan reddedilmeyerek bir ara kararı ile kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılmalıdır.Hâl
böyle olunca mahkemenin direnme kararı yerindedir.(...)

yönünde işçi bakımından olumlu bir karar verildi.

Fakat sizin mahkeme direnmemiş.
---------------------------------------------

Belirsiz alacak davası açılamayacağı için zamanaşımı bakımından zarara uğramamak için ise

(...)22. Hukuk Dairesi 2016/27790 E. , 2020/825 K.

(...)uyuşmazlık, daha önce açılan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddi üzerine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde öngörülen sürede yeniden dava açılması halinde zamanaşımının ilk dava tarihine göre belirlenip belirlenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.(...)
(...) Davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararı bulunmadığı halde, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebi ile usulden reddedilmesi durumunda, bu hatanın “ düzeltilebilir bir yanlışlık ” olduğunun kabulü ile sonradan aynı taleplerle açılan davada davacının 6098 sayılı Kanunun 158. maddesinde düzenlenen ek süreden faydalanması gerektiği kabul edilmelidir. Böylece Kanunda öngörülen altmış günlük süre içinde dava açıldığı takdirde, zamanaşımı yönünden ilk dava tarihinin dikkate alınması mümkün olabilecektir.(...)

içtihadı ile konu çözüme kavuşturulabilir.