Mesajı Okuyun
Old 13-06-2020, 21:13   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.)Aşağıdaki 1.Nolu Yargıtay kararında , "emre mükerrer senet sözcüğünden sonra bono sözcüğüne yer verildiği " gerekçesi ile senet takip yönünden kambiyo senedi olarak kabul edilmiştir. Somut olaydaki senette ise bono sözcüğü geçmemektedir. Somut olayda mükerrer senet denildikten sonra ,"bono" kelimesi kullanılmayıp "müteakip senetler" sözlerine yer verilerek , senedin “emre muharrer senet /bono nitelikli bir senet olmadığı iradesi vurgulanmıştır. Kişisel olarak Yargıtay kararının yorumlanarak bu şekilde somut olaya uygulanabileceğini düşünüyorum.

Bana göre somut olaydaki takip konusu senet ancak "emre yazılı ödeme vaadi" sayılabilir. Bu senede dayalı olarak İİK.m. 167'e göre kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılamaz.(TTK.m.830/2) Diye düşünüyorum.

2.) Muacceliyet kaydının geçersizliğini zaten siz soruda ifade etmişsiniz. Av.Murat Bey' de cevabında sizi doğrulamış. Ben de bu beyanlara katılarak , açıklayıcı nitelikte bulduğumdan 2.Nolu Yargıtay kararına aşağıda yer veriyorum .

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/7985
K. 2013/15696
T. 25.4.2013


6102 sayılı TTK'nın 776/1.maddesine göre " Bono veya emre yazılı senet;

a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,
c) Vadeyi,
d) Ödeme yerini,
e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,
f) Düzenlenme tarihini ve yerini,
g) Düzenleyenin imzasını,
içerir."

Somut olayda 15.06.2011 vade 6.355.00 TL bedelli senedin, ilgili kanunun 776. maddesine yazılı şartları ihtiva ettiği, senet her ne kadar " emre mükerrer"ifadesi ile başlasa da devamında bono kelimesinin de kullanıldığı dolayısıyla geçerli olduğu anlaşıldığından , mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/20155
K. 2015/28709
T. 19.11.2015


Alacaklı vekili tarafından 11 adet bonoya ve muacceliyet sözleşmelerine dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, borçlulara örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların icra mahkemesine başvurarak, yetkiye itirazlarının yanında 15.08.2014 ve 15.09.2014 vade tarihli bonolar dışında diğer bonoların vadelerinin gelmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece HMK'nun 17. maddesine göre yetki anlaşmasının geçerli olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine, taraflar arasında düzenlenen bonolardan bir tanesinin ödenmemesi halinde diğer bonolarında muaccel olacağına yönelik yine taraflar arasında kabul edilen sözleşme ibraz edildiği gerekçesiyle itirazların reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip, İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasına göre ancak vadesi gelmiş kambiyo senetleri için yapılabilir.
Takip dayanağı bonolarda vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceği yolunda kayıt bulunması, bu senetlerin kambiyo senedi olma özelliğini etkilemez. Bu gibi kayıtlar yazılmamış sayılır. Muacceliyet şartı, ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe, anılan kayıt ilgililer yönünden hiçbir sonuç doğurmaz (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku 2. baskı, sayfa 487 ve 1002). Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarında da belirtildiği üzere, senetlerin birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağına dair taraflar arasında, ayrıca bir sözleşme yapılması ve sözleşme ile bonolara açıkça atıfta bulunulması halinde muacceliyet koşulu geçerlidir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine 10.12.2014 tarihinde başlandığı, takibe dayanak yapılan 11 adet bonodan 15.08.2014 ve 15.09.2014 vadeli bonoların takip tarihinde vadelerinin geldiği, diğer bonoların ise henüz vadelerinin gelmediği görülmektedir.
Alacaklı tarafından icra dosyasına ibraz edilen 06.06.2014 tarihli sözleşmelerde takibe dayanak bonolara açıkça bir gönderme yapılmamış olup, borçluların da muacceliyet anlaşmasının varlığına yönelik bir kabulü bulunmamaktadır.O halde mahkemece, ... mahkemelerinin yetkisi kararlaştırılan 15.02.2015 vade tarihli ve 15.04.2015 vade tarihli bonolar yönünden yetki itirazlarının kabulü gerekir.Öte yandan takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş olan 15/01/2015, 15/02/2015, 15/04/2015, 15/06/2015, 15/10/2015, 15/08/2015, 15/12/2015, 15/02/2016, 15/04/2016 vade tarihli bonolar yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.