Mesajı Okuyun
Old 22-11-2019, 11:51   #5
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan Emsal kararlar

Yine başka bir kararında

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

E:2011/5685
K:2011/12249
T:14.09.2011


Borçlu Olmadığının Tespiti
Haksız Şart
Yerine Başka Öğrenci Alınıp Alınmadığının Araştırılması

Özet
Senedin, davacının kardeşinin yurtta kalma ücretine ilişkin düzenlendiği, davacı tarafından imzalandığı, sözleşme hükümlerine göre davacının senette yazılı borç miktarından sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yurttan ayrılan öğrencinin sözleşme süresi boyunca ve ücretin de tamamından sorumlu olacağına ilişkin sözleşme hükmü, haksız şart mahiyetindedir. Mahkemece, davacının kardeşinin yurttan ayrıldığı tarihten sonra yerine bir başka öğrencinin kaydedilme olasılığı ve süresi araştırılarak bu süreyle orantılı olarak davacı sorumlu tutulmalıdır.


2004 s. Yasa m. 72

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı tarafından hakkında yapılan icra takibine konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, kardeşinin üniversite nedeniyle yurda kayıt yaptırarak sağlık sebepleriyle yurtta sadece bir gün kaldığını, davalıdan hizmet almadıkları halde icra takibine konu senedin hizmet karşılığı verildiğini, senet üzerindeki yazı ve rakam miktarının da birbirinden farklı olduğunu ileri sürerek, icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, icra takibine konu senedin borç senedi niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, hizmetin ayıplı olduğunun ispat edilemediği, davacıdan kaynaklanan nedenden dolayı hizmet sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği, yurt sözleşmesi gereğince "...her ne sebeple olursa olsun, ayrılan öğrencinin tahsil edilen ücretinin iade edilmeyeceği ve 1 yıllık öğrenci ücretinin tahsil edileceği" yönünde bir düzenleme bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava konusu 03.10.2006 düzenleme tarihli senedin, davacının kardeşinin yurtta kalma ücretine ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılmakta olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Her ne kadar mahkemece davacı tarafından imzalanan sözleşme hükümlerine göre davacının senette yazılı borç miktarından sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yurttan ayrılan öğrencinin sözleşme süresi boyunca ve ücretin de tamamından sorumlu olacağına ilişkin sözleşme hükmü haksız şart mahiyetindedir. Böyle olunca, mahkemece davacının kardeşinin yurttan ayrıldığı tarihten sonra yerine bir başka öğrencinin kaydedilme olasılığının ve süresinin araştırılması ve bu süreyle orantılı olarak davacının sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), 14.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.



yönünde karar verip;


onadığı bir yerel mahkeme kararı da aşağıdaki gibidir.


T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/9819
K. 2007/14747
T. 6.12.2007

DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali davasını yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 134.42 YTL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 6.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YEREL MAHKEME İLAMI
T.C.
KONYA
TÜKETİCİ MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2006/336
KARAR NO: 2007/66
DAVA : Senet İptali
DAVA TARİHİ: 15.11.2006
KARAR TARİHİ: 3.5.2007

Mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davalıya ait İ... kız öğrenci yurdunda 2006 - 2007 döneminde kalmak için sözleşme yaptığını, ancak sözleşme yapılırken yurdun hangi şirkete ait olduğunun söylenmediğini bilahare öğrenildiğini, davacının kayıt esnasında 200.00 YTL peşin ödediğini, ayrıca senet verdiğini, daha sonra davacının 2 taksit bedeli 480 YTL. daha ödemede bulunduğunu, davacının iki ay kaldıktan sonra çatının tamiri yapılmadığından, su basması üzerine uğradıkları zararın tazmin edileceği ve çatının onarılacağı vaad edilmesine rağmen yerine getirilmediğini, ayrıca okula uzak olan yurdun servis hizmetlerinin de aksadığını bu sebeple davacının sözleşmeyi fesh ederek yurttan ayrıldığını, yurt sahibinin davacıyı telefonla arayarak ücretin tamamını talep ettiğini aksi taktirde 2.880.00 YTL bedeli senedin icraya konulacağını bildirdiği, sözleşmenin tek nüsha yapıldığını bir nüshasının davacıya verilmediğini ve 12 punto ile ve siyah renkle düzenlenmediğini, ayrıca yapılan işlemin haksız şart oluşturduğunu, davacının yurtta kaldığı 2 ay için ödemesi gereken bedelin 513. 00 YTL olduğunu, davacının toplam 680 YTL. yi peşin ödediğini, bu durumda fazla ödediği miktarın 167.00 YTL olduğunu, davanın kabulüyle davacının imzaladığı akdin feshine davalının davacıya 167.00 YTL borçlu olduğunun tespitine 2.880.00 YTL bedelli senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davalının yurtlarında kaldığını, iddia edildiği gibi servis hizmeti verileceğinin vaad edilmediğini, yurdu su basması iddiasının yerinde olmadığını, sözleşmenin 2. nüshasının davalı uhdesinde kaldığını sözleşmenin 12 punto yazılmamasının geçersizlik sebebi sayılamayacağını, yine her taksit için ayrı bono düzenlenmesi hususunun da sözleşmenin geçerlik şartını kaldıramayacağının, davalının alacağına engel olmadığını, sözleşmenin karşılıklı irade ile yapıldığını, davacının davalıya senet miktarı kadar borcu bulunduğunu, 2006-2007 yılında yurtta kalmak için sözleşmenin imzalandığını, davacının arkadaşları ile eve çıkma bahanesi ile yurdu terk ettiğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflar delillerini bildirip ibraz etmişlerdir. Dosyaya ibraz edilen 14.6.2006 tarihli sözleşmede sadece davacının imzasının bulunduğu taahhütname başlığı ile düzenlendiği, davacının yapması gereken ve uyması gereken kuralların 42. maddede düzenlendiği, 30. maddesinin yurttan herhangi bir sebepten dolayı ayrılmak istediğimde ödediğim ve ödeyeceğim ücretle ilgili hiçbir hak talep etmeyeceğimi şeklinde düzenlendiği ve ekinde de her biri 240.00 YTL bedelli 25.7.2006 dan başlayıp 25.6.2007'de biten taksitlere dair kuponların bulunduğu görülmüştür. Dosyaya sunulan sanayi ticaret il müdürlüğü personeli tarafından tutulan 11.1.2007 tarihli tutanakta yurt müdiresinin imzasının olduğu, taksitli satış sözleşmesinin bulunmadığını tek senet alındığını ve öğrencilerle yapılan taahhütnamenin tek suret olarak düzenlendiğinin tespit edildiği görülmüştür.
Davacıdan yurt ücreti için alındığı davalı tarafından da kabul edilen bononun incelenmesinde borçlusunun F. H. Alacaklısının ABK Ltd. Şti. tanzim tarihinin 14.6.2006, vadesinin 14.10.2006 ve bedelinin 2.880.00 YTL. olduğu görülmüştür.
Her ne kadar bono lehtarı dava dışı ABK ltd ise de davalı vekili bu senedin davacının yurtlarında kalması sebebi ile düzenlendiğini, Konya ticaret sicil memurluğuna yazılan müzekkere cevabında senet lehtarı ABK şirketinin davacının hissedarı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya toplanan delillerden dinlenen tanık beyanlarından, davacının daha önce kaldığı dönemde de yurdun üst katındaki odada kaldığı çatının akması sebebi ile odadaki eşyalarının ıslandığını idareye bildirdiği, bakım ve onarımının yapılacağının taahhüt edildiği, sözleşmenin düzenlendiği dönemde çatının tekrar aktığı bu taahhüdün yerine getirilmediği anlaşıldığından davacının bu sebeple yurttan ayrıldığı ve yurttan ayrılışında ve akdi fesh etmesinde haklı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar taahhütnamede yurttan ayrıldığında kalan bedeli ödeyeceği veya istemeyeceği hükmü var ise de davalı haklı sebeplerle yurttan ayrıldığından ayrıca tek taraflı taahhütnameye konulan bu madde taraflarla müzakere edilmeyip haksız şart olarak kabul edildiğinden davalının davacının yurtta kalmadığı döneme dair senet bedelini tahsil etme hakkı olmadığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davacının imzaladığı taahhütname 4077 Sayılı Kanunun 6/A maddesine göre düzenlenmiş ise de bu maddedeki şartların tamamını taşımadığı görülmüştür. Ancak ücretlerin taksitler halinde alınacağına dair kuponlar yazılmasına rağmen bu maddeye aykırı olarak tek senet düzenlenmiştir. Oysaki her bir taksit için ayrı ayrı nama yazılı senet düzenlenmesi gerekmektedir, 6/A maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak tek senet olarak düzenlenen bononun geçersizliğine kara vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın KABULÜNE,
Davacı tarafından imzalanan taahhütname başlıklı davalıya verilen 14.10.2006 tarihli sözleşmenin iptaline, davalının davacıya 167.00 YTL borçlu olduğunu tespitine, iptal edilen sözleşmeye istinaden verilen borçlusu F.H., alacaklısı xxx limited şirketi tanzim tarihi 14.6.2006, vadesi 14.10.2006, bedeli 2.880.00 YTL olan bono senedinin iptaline,
Tüketici harçtan muaf olup başlangıçta harç alınmadığından sözleşme bedelinin tamamı üzerinden hesaplanan 179.42 YTL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre 369.00 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının bu dosya için yaptığı 5 davetiye gideri 20.00 YTL., iki ilam tebligat gideri 8.00 YTL. olmak üzere toplam 28.00 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak üzere HUMK 432. maddesi gereğince kararın tebliğinden 15 gün içinde temyiz edilebileceğine dair verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 3.5.2007