Mesajı Okuyun
Old 16-11-2019, 23:26   #3
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan ahde vefa

Conventio est lex:Anlaşma kanundur.
Conventio et modus vincunt legem: Anlaşma ve sözleşme kanundan önce gelir.
Conventio legem dat contractui :Anlaşma akde kanun niteliğini verir; taraflar kanun varmış gibi bağlanırlar.



Boşanma konusunda anlaşan müvekkiliniz bedel konusunda da anlaşabilir mi? Bu konuda vekil olarak sağlamaya girişmek düşünülebilir. Yoksa


(...)Aynı şekilde 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır".

Anılan yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir.

Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Ancak, sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz.(…)
Hal böyle olunca; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakada (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken, davanın yazılı şekilde tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. (…)( T.C YARGITAY 3. Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 9290 Karar: 2014 / 15148 Karar Tarihi: 19.11.2014)


(…)O hâlde mahkemece yapılacak iş, anlaşmalı boşanma kararının verildiği 23.10.2009 tarihi itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını belirlemek, belirlenen bu durumun nafakanın kaldırılması amacıyla açılan eldeki davada aldırılan ekonomik ve sosyal durumlar ile kıyaslamak, boşanma kararından sonra tarafların mal varlığında ve gelirinde bir değişiklik olup olmadığını detaylı şekilde araştırmak, değişiklik var ise, bunun kararlaştırılan nafaka miktarına ne ölçüde etkisi bulunduğunu tartışmak ve Özel Daire bozma kararında da değinildiği gibi başlangıçtaki denge gözetilmek suretiyle, bununla birlikte "çoğun içinde az da bulunur” kuralı gereği, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, hakkaniyet ölçüsünde indirim yapılabileceği de gözetilerek, oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
(…)
Daire bozma kararında da değinildiği gibi başlangıçtaki denge gözetilmek suretiyle, bununla birlikte "çoğun içinde az da bulunur” kuralı gereği, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, hakkaniyet ölçüsünde indirim yapılabileceği de gözetilerek, oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.( T.C YARGITAY . Hukuk Genel Kurulu Esas: 2017 / 1532 Karar: 2017 / 1465 Karar Tarihi: 29.11.2017
)
Soru:176/3.maddedeki irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat olayınıza uyar mı?