Mesajı Okuyun
Old 14-10-2019, 06:20   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yargıtay

Merhaba,

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4574
K. 2004/8394
T. 30.9.2004
• TESPİT DAVASI ( Davacının 506 Sayılı Yasanın 108. Maddesine Dayalı Olarak Sigortalılık Başlangıç Tarihinin Tespitini İstemesi )
• SİGORTALILIK BAŞLANGICI ( İşyerinin Gerçekten Dava Konusu Dönemde Var Olup Olmadığının Saptanmasının Gerekmesi-Gerekirse Davacı Yönünden Bildirgelerdeki İmzalar için Aidiyet İncelemesi Yapılması )
• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Gerekirse Davacı Yönünden Bildirgelerdeki İmzalar için Aidiyet İncelemesi Yapılması )
TANIĞIN İKİNCİ KEZ DİNLENMESİ ( Davanın Kamu Düzenine İlişkin Olduğu Gözönünde Tutularak Davacı ile Birlikte Diğer Kişilerin İşe Alınmasında Aracı Olduğu Belirtilen Kişinin Oğlu Olan Tanığın Bir Kez Daha Ayrıntılı Bilgisine Başvurulması )
506/m.108
ÖZET : Bu nedenle, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde tutularak davacı ile birlikte diğer kişilerin işe alınmasında aracı olduğu belirtilen ölü Abbas'ın oğlu olan tanık Turgay Tufan'ın bir kez daha ayrıntılı bilgisine başvurulmalı, davacı ile birlikte çalıştığı ileri sürülen ve tanık İsmail'in ifadesinde de yer alan kişiler belirlenerek dinlenilmeli, bir kez daha araştırma yapılarak Türkiye Petrolleri A.O./Güvercinlik adresinde kurulu işyerinin gerçekten dava konusu dönemde var olup olmadığı saptanmalı ve gerekirse tanık İsmail ile davacı yönünden bildirgelerdeki imzalar için aidiyet incelemesi yapılmalı; böylelikle uyuşmazlık konusu husus hiçbir duraksama ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde çözümlenip, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 05.10.1976 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tolga Özmen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince;

Dava, sigortalılık başlangıcının 05.10.1976 tarihi olarak tespiti istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 108. Maddesidir. Mahkemece, işyerinin, tescil edildiği gün Yasa kapsamından çıkarıldığı ve faal işyeri olarak işlem görmediği gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Dosya içeriğinden davacının ve işverenin imzasını taşıyan işe giriş bildirgesinin 30.11.1976 tarihinde Kuruma verildiği, Türkiye Petrolleri A.O.'na ait su kazanı ve buhar tesisi işinin 05.10.1976 tarihinde bildirgede adı yazılı Osman Taş adına yasa kapsamına alındığı ve aynı tarih itibariyle kapsamdan çıkarıldığı davacının sigorta sicil numarasının 1976 yılında Ankara İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğünce verilen seriler içinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Tanık olarak ifadesine başvurulan kişiler iddiayı doğrulayarak davacıyla birlikte çalıştıklarını belirtmişlerdir. Davacının kardeşi olan tanık İsmail'e ait giriş bildirgesinin 30.11.1976 tarihinde Kuruma verildiği, tescil kütük defterinde her iki kardeşin ard arda kayıtlarının bulunduğu da belirlenmiştir.

Bu nedenle, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde tutularak davacı ile birlikte diğer kişilerin işe alınmasında aracı olduğu belirtilen ölü Abbas'ın oğlu olan tanık Turgay Tufan'ın bir kez daha ayrıntılı bilgisine başvurulmalı, davacı ile birlikte çalıştığı ileri sürülen ve tanık İsmail'in ifadesinde de yer alan kişiler belirlenerek dinlenilmeli, bir kez daha araştırma yapılarak Türkiye Petrolleri A.O./Güvercinlik adresinde kurulu işyerinin gerçekten dava konusu dönemde var olup olmadığı saptanmalı ve gerekirse tanık İsmail ile davacı yönünden bildirgelerdeki imzalar için aidiyet incelemesi yapılmalı; böylelikle uyuşmazlık konusu husus hiçbir duraksama ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde çözümlenip, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.09.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

*

Hüküm bulunmayan hâller

7036/ MADDE 9 - (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.


HMK-Hâkimin davayı aydınlatma ödevi

MADDE 31- (1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.

Saygılar