Mesajı Okuyun
Old 30-09-2019, 14:06   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 13245
Karar: 2019 / 753
Karar Tarihi: 18.02.2019

YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 01/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili; dahili davalılar murisi ...'nun ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/69 esas ve 2010/226 esas sayılı dosyaları ile davacı ve diğer hissedarlar aleyhine açtığı davalarda, öz babasından miras hakkını almış olmasına rağmen taşınmazlara tedbir kaydı koydurarak haksız ve kötü niyetli olarak taşınmazların satışını ve kullanım hakkını engellediğini, 2010/69 esas sayılı dosya için 20/02/2013 tarihinde, 2010/226 esas sayılı dosya için 05/06/2013 tarihinde tedbirlerin kaldırıldığını, her iki dosya için dosyaların açılış tarihlerinden kesinleşme tarihlerine kadar taşınmazların davacı tarafından kullanılamaması nedeniyle uğradığı doğrudan ve dolaylı zararlara karşılık olmak üzere, aylık zararın tespiti ile davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.

Dahili davalılar vekili; her iki dosyada da verilen ilk bilirkişi raporlarında muris ...'nun esasında hak sahibi olduğunu, ancak daha sonrasında çıkan evrakın tetkiki ile taleplerin hatalı olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, ihtiyati tedbirin konulması ile kaldırılması arasında geçen süre içinde davacının taşınmazlardan yararlanmasının engellendiği ve zararının oluştuğu kabul edilerek, davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmiştir.

6100 sayılı HMK'nun 389/1. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş, 399/1. maddesinde ise lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tazminat talebine esas oluşturan dava dosyalarının incelenmesinde; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/69 esas sayılı dosyasında ve bu dosya ile birleşen 2010/357 esas sayılı dosyada, muris ... tarafından herhangi bir ihtiyati tedbir talebinde bulunulmadığı ve bu yönde bir karar verilmediği, tam tersine dosyamız davacısı davacı ve diğer paydaşlar tarafından ...'nun taşınmazdaki hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece, Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/69 esas sayılı dosyasında davanın açılış tarihi olan 12/03/2010 ile karar tarihi olan 20/02/2013 tarihleri arasında davacı yararına kira gelir kaybı hesaplanarak dahili davalılardan tazminine dair karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır..

Ayrıca ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/226 esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararının haksızlığı davanın reddi ile sabit hale gelmiş ise de verilen tedbir kararı, taşınmaz kaydına satış ve üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesine dair şerh düşülmesi şeklinde olup taşınmaza davacıların giriş ve kullanımının önlenmesine yönelik bir tedbir de mevcut değildir. Şu halde, dava dilekçesine dayanak yapılan kullanımın engellendiğine ilişkin dosyada yeterli delil de bulunmadığına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.