|
Geciken katkı
Merhaba sayın meslektaşım,
17.03.2019'dan bu yana neler oldu, ne yaptınız, sonucu bizlerle paylaşır mısınız lütfen?
Saygılar
***
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/3068
K. 2009/7230
T. 4.6.2009
• VASİNİN GÖREVİNİN SÜRESİ (İki Yıl İçin Atanacağının Kabul Edildiği - Kısıtlıya Vasi Olarak Atanan Kişinin Görevinden Azledildiğine Dair Bir Delil de Bulunmadığına Göre Vasinin Görev Süresinin Uzatıldığına Dair Ek Karar Alınmadığından Davanın Reddinin Doğru Olmadığı)
• VESAYET MAKAMININ İZNİNİ GEREKTİREN HALLER (Kısıtlıya Vasi Olarak Atanan Kişinin Görevinden Azledildiğine Dair Bir Delil de Bulunmadığına Göre Vasinin Görev Süresinin Uzatıldığına Dair Ek Karar Alınmadığından Davanın Reddinin Doğru Olmadığı)
• BANKA ARACILIĞI İLE MAAŞ ALAN KISITLI ( Vasisinin Görev Süresinin Uzatılmamasına Dayalı Olarak Maaşının Ödenmemesi NedeniylenHesapta Biriken Paranın Tahsili Suretiyle Muarazanın Giderilmesi İstemi )
4721/m.456, 462, 480
ÖZET : Dava, davalı banka aracılığı ile maaş alan kısıtlının, vasisinin görev süresinin uzatılmamasına dayalı olarak maaşının ödenmemesi nedeniyle, hesapta biriken paranın tahsili suretiyle muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Vasinin iki yıl için atanacağı kural olarak kabul edilmiştir. Bu kural emredici olmadığına ve kısıtlıya vasi olarak atanan Ali T.'nin bu görevinden azledildiğine dair bir delil de bulunmadığına göre, vasinin görev süresinin uzatıldığına dair ek karar alınmadığı gerekçesiyle de davanın reddi doğru olmamıştır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 02/10/2007 tarih ve 2007/1147-2007/1436 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Abdullah Turgut tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, kısıtlı olan müvekkilinin Emekli Sandığından sakatlık maaşı aldığını, maaş ödemelerinin davalı bankaca yapıldığını, müvekkiline atanan vasinin verdiği vekaletnameye dayalı olarak maaş tahsilatını kendisinin yaptığını, davalının vasinin görev süresinin uzatılmaması nedeniyle ödeme yapmaktan çekindiğini ileri sürerek, hesapta bulunan 2.131,00 YTL'nın tahsili suretiyle muarazanın men'ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, TMK'nun 456. maddesi uyarınca vasinin kural olarak iki yıl için atandığını, bu sürenin vesayet makamınca her defasında ikişer yıl uzatılabileceğini, aynı yasanın 480. maddesi uyarınca vasilik görevinin uzatılmaması halinde sürenin dolması ile sona ereceğinin belirtildiğini, davacı vekilinin vekaletnamesine dayanak vasilik kararının 25.10.1999 tarihli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, vasilik kararının uzatıldığına dair ek kararın alınmadığı, ayrıca bu davanın açılması için vesayet makamından izin alınmadığı, bu koşullar yerine getirilmeden dava açma imkanının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka aracılığı ile maaş alan kısıtlının, vasisinin görev süresinin uzatılmamasına dayalı olarak maaşının ödenmemesi nedeniyle, hesapta biriken paranın tahsili suretiyle muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
TMK'nun 462/8 maddesi uyarınca, dava açmak için vesayet makamından izin alınması gereklidir. Dosya kapsamından davacı tarafın böyle bir izni aldığına dair delile rastlanmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, dava açmaya izin alması için davacı tarafa süre verilmesi ve alınacak izin sonrasında davaya devamla işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacı tarafa böyle bir süre verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Öte yandan,
TMK'nun 456. maddesi ile vasinin iki yıl için atanacağı kural olarak kabul edilmiştir.
Bu kural emredici olmadığına ve kısıtlıya vasi olarak atanan Ali T.'nin bu görevinden azledildiğine dair bir delil de bulunmadığına göre, vasinin görev süresinin uzatıldığına dair ek karar alınmadığı gerekçesiyle de davanın reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde, temyiz edene iadesine, 04.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|