Mesajı Okuyun
Old 15-05-2019, 12:56   #2
av.gozde

 
Varsayılan

Özet : Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.

Somut olayda, mahkemece 20.12.2015 tarihinde vefat eden muris …’ın davacılardan başka mirasçısı bulunmadığı göz önünde bulundurularak, davacıların karşılıklı olarak mirasın gerçek reddi beyanlarından dönmeleri konusunda muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenle hükmün Bozulması gerekmiştir.

T.C.
Yargıtay
14. Hukuk Dairesi
E: 2016/3635 K: 2017/153 K.T.: 11.01.2017
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar tarafından, 09.02.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, 20.12.2015 tarihinde vefat eden muris …’ın mirasının reddinin tespiti istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar gerekçeli karar kendilerine tebliğ edilmeden 15.02.2016 havale tarihli dilekçeleriyle davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir

Hüküm, davacılar tarafından davadan feragatleri yönünde karar verilmesi amacıyla temyiz edilmiştir.

Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler.

Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir.

Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.

Somut olayda, mahkemece 20.12.2015 tarihinde vefat eden muris …’ın davacılardan başka mirasçısı bulunmadığı göz önünde bulundurularak, davacıların karşılıklı olarak mirasın gerçek reddi beyanlarından dönmeleri konusunda muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.