Mesajı Okuyun
Old 20-04-2019, 14:41   #1
edithphiaf

 
Varsayılan Takipsiz Bırakılan İstirdat Davasındaki Tespitlerin İlamsız İcra Takibine Konu Edilmesi

Merhaba Meslektaşlarım,

Müvekkil şirket aleyhine, kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla 2012 yılında bir icra takibi başlatılmış. Çekler esasında avans olarak verilmiş ve iş bedeli ayrıca ödenmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından icra takibine konu ediliyor ve müvekkilce cebri icra tehdidi altında ödeme yapılıyor.

2013 yılında o dönem müvekkilin vekilliğini yapan meslektaş tarafından istirdat davası açılıyor. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda fazla ödeme tespit ediliyor, dosya karar aşamasına geliyor; fakat davayı açan meslektaşla müvekkilin vekillik ilişkisi bir takım sebeplerle sona erdiğinden dosya takipsiz kalıyor ve davanın açılmamış sayılmasına karar veriliyor.

Sonrasında 2016 yılında bir başka meslektaşımız tarafından takipsiz bırakılan istirdat davasındaki tespitler üzeriden ilamsız icra takibi başlatılıyor ve borçlu takibe itiraz ediyor. Açılan itirazın iptali davasında ise davalı/borçlu her ne kadar itirazın iptali davası adıyla açılmışsa da huzurdaki davanın daha önce takipsiz bırakılan istirdat davasının devamı niteliğinde olduğu, iki davanın aynı olduğu ve bu nedenle de bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini iddia ediyor.

Davaya ilk bakan hakim bu iddiaları yerinde görmeyerek dosyanın faiz hesabı yapılması için bilirkişiye tevdiine karar veriyor. Sonrasında hakim değişikliği oluyor ve dosyaya bakan yeni hakim özetle "ben de mevcut davanın takipsiz bırakılan istirdat davasının devamı niteliğinde olduğunu düşünüyorum" diyerek davanın reddine karar veriyor.

Dosyada gerekçeli karar yazılmış; fakat sonrasında ilamsız icra takibini yapan ve devamında itirazın iptali davasını açan meslektaşımız da vekillikten çekildiğinden kararın tebliğe çıkartılması talep edilmemiş; yani üst mahkemeye götürmek için süremiz henüz başlamadı.

Açıkçası ben mahkemenin hatalı bir değerlendirme yaptığını düşünüyorum. İstirdat davasındaki tespitlere sadece delil olarak dayanılmış. Diğer taraftan alacaklının yaptığı fazla ödemeyi istirdat, sebepsiz zenginleşme ya da sürelerin kaçırılması halinde genel hükümlere göre talep etme imkanı söz konusu. Mahkeme ise dar yorumla, istirdat davasındaki tespitlerin delil olarak gösterilmesini bu davaya devam edilmesi gibi değerlendiriyor.

Benim sormak istediğim; sizce mevcut dosyayı üst mahkemeye götürerek bir netice elde edilebilir mi yoksa zararın neresinden dönsek kardır diyerek genel hükümlere göre bir alacak davası mı açalım? Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim.