Mesajı Okuyun
Old 02-04-2019, 12:34   #1
para_doks

 
Varsayılan evlilik hediyesi ama ÇOK KARIŞIK

Merhabalar, karmaşık bir dosya elimde..

Müvekkil bir taşınmaz satın alıyor ve bu taşınmazı vekaletname ile gelini adına tescil ettiriyor.
Tescilin ardından evlenmeye karar veriyor ve evleneceği kişi güvence olarak taşınmazın yarısını istediği için müvekkil vekaletname ile evlenmeden 10 gün önce tapuda evleneceği kişi adına tescili yapıyor.
Evlenmenin ardından eşin baskıları üzerine geri kalan 1/2 hisse de eş adına tescil ediliyor..
Eş boşanma davası açıyor ve taraflar boşanıyor. Mahkemece eşit kusurlu oldukları tespit ediliyor.
Boşanma davasının ardından eş, taşınmazın maliki olduğu gerekçesiyle el atmanın önlenmesi talepli dava açıyor.
Yine boşanmanın ardından taşınmazın maliki olan müvekkilin gelini, müvekkilin eşine karşı 'vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası' açıyor ve bu davasında evlilik birliği sırasında devri yapılan taşınmazı dava konusu yapıyor. Yargılama aşamasında evlenmeden hemen önce devri yapılan taşınmazın müvekkil adına kayıtlı olduğunu sandığını, taşınmazın müvekkil ile yarı yarıya alındığını beyan ediyor ve bu husus tüm Mahkeme kararları ile Yargıtay kararında da geçiyor. En nihayetinde tapu iptali ve tescil talebi kabul ediliyor.

Bu noktada müvekkil evlenme şartı ile devri yapılan taşınmazın tapusunun iptalini istiyor.

Müvekkil, tapuda hiç adına tescili yapılmayan, ancak Mahkeme huzurunda tapuda malik görünen gelini tarafından müvekkile ait olduğu kabul edilen, taşınmaz ile ilgili dava açma hakkına sahip midir?Müvekkil, malik olarak tapuda hiç görünmemesine rağmen taşınmazın bedelini kendisi ödemiş ve gelinince de bu durum kabul edilmiştir. Vekaletname ile devir yapmış olmasına rağmen kendi taşınmazı olduğu için devri yapmıştır. Bunun bir faydası olur mu?

Müvekkil vekil sıfatıyla devri yaptığı için açamaz dersek; gelinin açtığı davada vekalet görevinin kötüye kullanılması nasıl ispat edilecek. Zira bu halde, diğer davada gelinin 1/2 hissenin kayınpederine ait olduğu yönündeki beyanları karşısında vekalet görevinin kötüye kullanılmasının şartlarının oluşmadığı iddiası gündeme gelecektir.

Peki ne yapmalı???