Herkese iyi günler dilerim

Bir meslektaşımızın zimmet nedeniyle yargılandığı davada şöyle bir durum ile karşı karşıyayız;

Meslektaşımız, Ağır Ceza Mahkemesinde sanık vekili olarak iş üstlenmiş, müvekkili olan sanığın Beraati üzerine ,İdare Mah.'de İç İşleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açmış , dava sonunda mahkemece belirli bir tazminata hükmedilmiş ve karar kesinleşmiştir. kararın kesinleşmesi ile birlikte İYUK 28/2 gereği, tazminat, faiz ve ilam vek ücretinden oluşan 100.000,00TL nin ödenmesi için idareye yazılı başvuruda bulunmuş, idare de ilamda yazılı bedellerin tamamını meslektaşımız hesabına yatırmıştır.

Meslektaş, ödenen bedel üzerinden
1-idare mah ilam vekalet ücreti
2-idare mah müvekkilden olan vekalet ücreti
3- 97.000,00( tazminat +faizi) tahsili için de bu bedel üzerinden kademeli hesaplayarak vek ücreti kesmiş bakiyesini müvekkiline teslim etmiştir.

müvekkili bir süre sonra benden fazla para aldı, diye savcılığa suç duyurusunda bulunuyor ve en nihayetinde meslektaşımız şu anda zimmet suçunu işlediği gerekçesi ile yargılanıyor.

bilirkişi raporunda, idareye yaptığı başvuru için, haricen tahsilat yapıldığı gerekçesi ile o yılın AAÜT tarifesine göre 1.kısım 2 bölüm " iş takibi konusundaki hukuki yardımlarda ödenecek ücret, başlığı altında bir durumun belgelenmesi, ödeme aşmasındaki paranın tahsilinde 275,00TL ücret tayin ediliyor.( zimmet çıkıyor)

İlamdaki alacakların tahsili için, seçimlik bir hak olmadığı mecburen idareye başvurulması gerektiği durumlarda avukatın üstlendiği iş "ödeme aşmasındaki paranın " tahsili midir yoksa 164/son gereği değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerden midir? ( bu durumda değil zimmet , alacaklı çıkıyor)

Bu konu hakkında görüşlerinize ihtiyacım var, içtihat dayanak vs paylaşabilirseniz çok sevinirim...