Mesajı Okuyun
Old 12-02-2019, 22:36   #2
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Bedel kaydı bir kambiyo ilişkisinde alacaklı ile borçlu arasındaki temel ilişkiye işaret eden, isteğe bağlı ve geçerli bir kayıttır.
Temel ilişkinin niteliğini ve karşı edimin yerine getirilip getirilmediğini ortaya koyar . "Örneğin, "bedeli malen alınmıştır" kaydı, senet borçlusunun senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edimi aldığını ispata yarar.

Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, temel ilişkiden bağımsız, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır . Ancak, kendisine başvurulan borçlunun (keşidecinin) temel ilişkiye dayanan defileri öne sürmesinin mümkün olduğu hallerde, bedelsizlik iddiası bakımından (ispat hukuku yönünden) bu kayıt önem taşır.

"Bedeli malen alınmıştır" gibi bir bedel kaydını içeren kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu, kendisine senet karşılığında mal teslim edilmediğini öne süren borçlu bu iddiasını kesin delillerle ispat etmek zorundadır. Çünkü borçlunun imzaladığı senette malı teslim aldığına dair beyanı vardır. Bu yazılı belgenin aksi ancak kesin delillerle ispat edilebilir.

Buna karşılık alacaklı, senetteki "malen" kaydına rağmen, senedin başka bir nedenle, örneğin nakit karşılığında verildiğini öne sürüyorsa ispat yükünün yer değiştirdiğinin kabulü gerekir.

Çünkü alacaklı, senet karşılığı nakit verdiğini öne sürmekle lehine olan "bedeli malen alınmıştır" beyanıyla çürütmekte (borçluya herhangi bir mal vermediğini) ve yeni bir vakıa öne sürmektedir . Yargıtay uygulamasında buna "senedin talili” (nedene, illete bağlanması) denilmektedir .

Yargıtay'a göre, alacaklının "malen" kaydına rağmen, nakit verdiği iddiası bakımından bonoyu bir yazılı delil başlangıcı saymak mümkündür. Bu durumda alacaklı tanıkla iddiasını ispat edebilir.

Her ne kadar her iki tarafın uyuşmasıyla borçluya herhangi bir mal teslim edilmediği sabit olmuşsa da, borçluya nakit verildiği iddiası bakımından kambiyo senedi tek başına yeterli sayılamaz. Temel ilişkinin tarafları arasındaki uyuşmazlıkta kambiyo senedinden doğan alacak ancak temel ilişkideki alacağın (temel alacak) varlığı halinde istenebilir.

Eğer kambiyo senedinde bedel kaydı olmasaydı temel alacağın mevcut olmadığını (bedelsizliği) borçlu ispat etmek zorunda kalacaktı. Çünkü kambiyo senedi temel alacağın varlığına karine oluşturacaktı. Bedel kaydı içeren bir kambiyo senedi de, bu kaydın aksi alacaklı tarafından iddia edilmediği sürece hem temel alacağın varlığına, hem de bu temel alacağın bedel kaydında gösterilen sebepten doğduğuna karine oluşturur. Ancak alacaklı temel alacağın bedel kaydında belirtilenden başka bir sebebe dayandığını beyan ederse yeni bir vakıa öne sürmüş olur ve artık söz konusu karineye dayanamaz. Böylece, "nakit verme" iddiasının ispatı yönünden sadece kambiyo senedi yeterli olmayacaktır.

Bununla birlikte ortada borçludan sâdır olduğunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan bir kambiyo senedi vardır ve bu senet borçluya senet karşılığı para verildiğini tam olarak ispat etmese de buna delalet etmektedir . Zira, karşılığında ne mal ne nakit almaksızın bir kişinin bono vermesi olağan bir durum değildir.

Senetteki, bedel kaydının aksini, örneğin "malen" kaydına rağmen senedin hatır senedi olduğunu, ya da ödünç karşılığı (nakden) verildiğini borçlu da öne sürebilir. Bu durum ispat yükünde bir değişikliğe yol açmaz.

Çünkü zaten bedelsizliği borçlunun ispat etmesi gerekmektedir. Borçlu, senetteki "malen" kaydına rağmen, senedin hatır senedi olduğunu, ya da ödünç için senet düzenlenmekle birlikte kendisine herhangi bir borç para verilmediğini ispat yükü altındadır.

Borçlu, bu iddialarını kural olarak ancak kesin delille ispat edebilir. Özetle; bedel "mal" ya da "nakit" olarak belirtilmişse, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa aittir.