Mesajı Okuyun
Old 27-09-2018, 16:46   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası sadece bakım alacaklısı baba tarafından ileri sürülebildiğine,ölümü halinde
mirasçılar tarafından ileri sürülemeyeceğine göre
Bakım alacaklısı tarafından ileri sürülmüş durumda zaten.

Diğer mirasçının açtığı bakım sözleşmesinin iptali davalarında bu davanın mirasbırakan tarafından açılmamış olması bakımın gerçekleştiğine karine sayılıyor. Oysa burada dava açılmış. Tersinden çıkan anlam dava açıldığı için vakıaların ispatı halinde çıkan malların tamamen veya kısmen terekeye dönme ihtimali yani terekenin alacaklı olması durumu söz konusu oluyor.

Normal bir alacak davasında davacı alacaklı öldüğünde mirasçılarına davanın bildirilmesi ve vekil varsa vekilin mirasçılardan vekalet getirmek için süre istediği ve verildiği malumunuz.

Bu da mirasbırakanın bir sözleşme ihtilafından doğan alacaklı olduğunu iddia ederek açtığı bir davadır. Bu manada diğer alacak davalarından farksızdır.

Terekeye, bu davaya devam edip etmeyeceği sorulur. Menfaat çatışması durumunda da -ki ister istemez var- terekeye mümessil tayin edilerek davaya devam olunmalıdır.
Sizin olayınızda oğulun vekil tayin ederek devam edeceğini bildirmesi karşısında, hakimin "vekil gelsin ona daha kolay izah ederim" diye düşünmüş olabileceğini sanıyorum. Yoksa Oğul kendi adına değil ancak tereke adına davaya devam iradesini ortaya koyabilir. Terekede diğer hak sahibi olan kızlar zaten davalı konumunda olup doğrudan menfaat çatışması oluşmuş bulunduğundan mümessil tayini zorunludur.
Hakim bu yolu izlemezse karar terekeye temsilci tayin edilmediğinden bozulur.
Yani dava konusuz değildir terekenin ihtilaflı bir alacağı söz konusudur.