Mesajı Okuyun
Old 02-09-2018, 18:38   #3
n_plak

 
Varsayılan

AYM’ye başvuru yönünden okuduğum birkaç makale ve Yargıtay kararından sonra vardığım sonucu, hem vardığım sonucun doğruluğunu tartışmak, hem de bu sonuçla birlikte aklıma takılan yeni soruları sormak için ekleyeyim.

AYM kararlarında, el koyma kararlarına karşı itirazın tek başına iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulunu karşılamadığı, el koyma kararına itiraz yolunun kullanılmış olmasının zorunlu olduğu ancak yeterli olmadığı belirtilmiştir. CMK’nın 141. maddesi uyarınca açılacak tazminat davasıyla maruz kalınan el koyma işleminin hukuka aykırılığının tespiti, diğer yandan da zararın tazmini sağlandığından ve bu dava makul başarı şansı içeren erişilebilir ve elverişli bir hukuk yolu olduğundan önce bu yola başvurulması gerektiği de kararlardan anlaşılmaktadır.

Bu durumda, yapılması gerekenin AYM'ye bireysel başvuruda bulunmak değil, CMK. 141 kapsamında tazminat talebinde bulunmak olduğunu düşünüyorum.

1-Ancak; müvekkilin kesinleşmiş mahkeme kararı karşısında itirazda bulunmasının mümkün olmadığı da dikkate alınırsa, açılacak tazminat davasında bu husus(ceza mahkemesi kararına karşı itiraz, kanun yararına bozma vs...yoluna başvurmama ) aleyhimize bir durum oluşturur mu?

2-CMK. 141. madde kapsamında açılacak tazminat davasının reddi halinde, el koyma kararına itiraz yolunun kullanılmamış olması AYM'ye yapılacak başvurunun reddine neden olur mu?

3- Her halükarda; (müvekkilin dosyada taraf olmamasına ve sanıklar tarafından temyiz edilen dosya Yargıtay incelemesinden geçmesine rağmen) el koyma kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmeli midir?

İyi çalışmalar.