Öncelikle kefil sonucuna nerden varmış olduğunuzu merak ediyorum. Mesela açıkça kefil sıfatı belirtilerek mi imza edilmiş? Yoksa senet borçlularından biri lehine aval mi sözkonusu? Kanaatimce burada bir aval ilişkisiolsa gerek.
Aval, bono dolayısıyla sorumluluk taşıyan kişiler lehine tanınmış bir tür kefalet ilişkisidir. Böylece senet hamiline, haklarını elde edebileceği konusunda ek bir teminat sağlanmış olur. Aval, kefalet kurumuna benzemekle birlikte ondan farklı özelliklere sahiptir. Zira aval, tek taraflı ve bağımsız bir kambiyo taahhüdüdür. Aval veren, bono sebebiyle sorumludur ve sorumluluğu fer'i (ikinci dereceden) değildir; lehine aval verdiği kişiyle aynı seviyede ve müteselsilen sorumludur.
Kendisine başvurulan avalist (aval veren), lehine aval verdiği kişinin şahsi defilerini ileri süremez. Hâlbuki kefil, asıl borçluya ait bütün defileri alacaklıya karşı kullanabilir, hatta kullanmakla yükümlüdür. Avalist, aval verdiği kişiye borçlar hukuku gereği değil, kambiyo hukuku gereği rücu (başvuru) hakkına sahiptir.
lacaklı, lehine aval verilen kişiye ne zaman başvurma hakkına sahip olursa, avaliste de o zaman başvurma hakkı kazanır . Avalist, senet alacaklısına karşı ancak kendi şahsi def'ilerini ileri sürebilir, lehine aval verdiği kimsenin alacaklıya karşı haiz olduğu şahsi def'ileri ileri süremez. Lehine aval verilen kişinin (ehliyetsizlik veya imza sahteliği gibi bir sebeple) borcu geçersiz olsa bile avalistin borcu ondan bağımsız olarak devam eder.
Bono zamanaşımına uğramışsa, düzenleyen gibi avalistin borcu da sona erecektir. Aynı şekilde, senet şekle ait bir eksiklik dolayısıyla geçersiz hale gelmişse, herkes gibi avalist de bunu ileri sürerek ödemeden kaçınabilir. Ayrıca avalist, ehliyetsizlik ve imza sahteliği gibi mutlak defileri de ileri sürebilir.
Avalist, senet hamiline karşı, diğer senet sorumluları ile birlikte müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu gibi; bono bedelini alacaklıya ödediğinde, lehine aval verdiği kimseye ve ona karşı sorumlu olanlara başvurabilir.