Mesajı Okuyun
Old 30-05-2018, 08:31   #3
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

İİK'nın 278/III-1 maddesinde belirli dereceye kadar akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesi yasal bir karinedir. Karinelerin aksinin ispatı mümkündür.
Nitekim İİK 279/son maddesine göre "Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez".
Bu hususta ispat zorlu şartlara tabi ise de imkansız değildir. Nitekim aşağıdaki Yargıtay kararı bunu destekliyor.



T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/10216
K. 2013/12700
T. 24.9.2013
• YAKIN AKRABALIK DURUMUNDA TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (Dava Konusu Taşınmazın Çıplak Mülkiyeti Borçlu Davalı Tarafından Üvey Annesi Olan ve 3. Kişi Konumundaki Davalıya Satıldığı - Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği)
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (Mal Varlığı Borçlarına Yetmeyen Borçlunun Alacaklılarına Zarar Vermek Kastıyla Yaptığı İşlemlerin Borçlunun İçinde Bulunduğu Mali Durumun ve Zarar Verme Kastının İşlemin Diğer Tarafınca Bilindiği veya Bilinmesini Gerektiren Açık Emarelerin Bulunduğu Hallerde İptal Edilebileceği - Olayda İİK.nın 280/1-2 Md.lerinin Uygulama Şartlarının Araştırılacağı)
• BORÇLUNUN YAKIN AKRABASI OLMA (Borçlu ile Tasarrufta Bulunan ve Borçlunun Yakın Akrabası Olan Üçüncü Kişi Borçlunun Alacaklılarına Zarar Verme Kasdı ile Hareket Etmediğini Kanıtlayabileceği - Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği/Tasarrufun İptali İstemi)
• ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTI (Tasarrufun İptali İstemi - Dava Konusu Taşınmazın Çıplak Mülkiyeti Borçlu Davalı Tarafından Üvey Annesi Olan ve 3. Kişi Konumundaki Davalıya Satıldığı/Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği)
2004/m.277,278,279,280
ÖZET : Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK.nun 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceğinin, aynı maddenin 2. fıkrasında da maddede sözü edilen akrabaların borçlunun 1. fıkrada beyan olunan durumunu bildiğinin farz olunacağı öngörülmüş, yine aynı yasanın 279 /son maddesinde ise borçlu ile tasarrufta bulunan ve borçlunun yakın akrabası olan üçüncü kişi bu karinenin aksini yani borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdı ile hareket etmediğini kanıtlayabileceği öngörülmüştür. Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyeti borçlu davalı tarafından üvey annesi olan ve 3. kişi konumundaki davalıya satılmıştır. Bu durumda mahkemece olayda İİK.nın 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, tarafların varsa buna ilişkin delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.09.2013 Salı günü davacı Y. Ş. vekili ve davalı G. M. vekili geldi. Davalı H. M. M. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktanve hazır bulunanlar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davalı H. M. M.'nun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı G. M. davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise,borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İİK.nun 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceğinin, aynı maddenin 2. fıkrasında da maddede sözü edilen akrabaların borçlunun 1. fıkrada beyan olunan durumunu bildiğinin farz olunacağı öngörülmüş, yine aynı yasanın 279 /son maddesinde ise borçlu ile tasarrufta bulunan ve borçlunun yakın akrabası olan üçüncü kişi bu karinenin aksini yani borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdı ile hareket etmediğini kanıtlayabileceği öngörülmüştür. Somut olayda mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyeti borçlu davalı tarafından üvey annesi olan ve 3. kişi konumundaki davalı G.'e satılmıştır. Bu durumda mahkemece olayda İİK.nın 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, tarafların varsa buna ilişkin delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 990.00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.