Mesajı Okuyun
Old 31-01-2018, 12:37   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Miras bırakana ait taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak mahkeme kararı ile alıcısı adına tescil edilmiştir. TMK.m. 705/2'ye göre mahkeme ilamları tescilden önce mülkiyeti kazandıran belgelerdendir.

Miras bırakanın sağlığında mülkiyeti mahkeme ilamı ve sonradan tescil ile bir başkasına geçen taşınmazın,miras bırakanın oğlu tarafından bir başkasına satılması hukuken kabul edilebilecek bir iddia sayılamaz. Diğer yandan Tapulu taşınmazların satışı ve satış vaadi resmi şekle tabidir. Adi satış vaadi sözleşmesi Noterlikte yapılmadığı için geçersiz olup hüküm ifade etmez. Geçersiz bir belgenin iddiaya dayanak yapılması düşünülemez. Resmi belgelere göre olayın miras bırakanın oğlunun eyleminin bana göre muris muvazaası ve taşınmazın satışı ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir.

Satış parasının miktarı ve ödeme şekli miras bırakanla yapılan noter sözleşmesinde yazılıdır. Mahkeme tescil kararı verirken satış bedelinin tamamımın ödendiğini kabul etmiştir ki,tescile karar vermiştir. Alıcının adına tapuda olup satış parası ödendiği resmi belgelerde yazılı (yazılı olması gereken) taşınmaz için yeniden miras bırakanın oğluna ödeme yapması mantıken ve yaşam kuralları çerçevesinde düşünülemez.

Bu nedenlerle ; miras bırakanın oğlunun sorumluluğu hakkındaki soruda belirtilen gerekçenin mahkemece kabul edilemezlik ihtimali bence yüksektir.

Bununla beraber ;

1.)Taşınmazı satın alan 3. Kişinin mahkemeye izah edilebilecek hukuken kabul edilebilirliği olan nedenlerle; miras bırakana ödenmesi gereken bir parayı miras bırakanın oğluna ödediği iddia ve ispat edilirse diğer mirasçılar elbirliği mülkiyeti ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre miras payları oranında miras bırakanın oğlundan isteyebilirler. Bu şekildeki dava TBK.m. 82’deki zamanaşımına tabidir.

2.) Muris muvazaası " miras bırakanın mirasçıları miras haklarından yoksun etmek maksadı ile taşınmazı satış gibi göstererek aslında bağış sureti ile devretmesidir"Muris muvazaasında muvazaayı yapan miras bırakanın kendisidir. Bu durumda son tapu maliki aleyhine tapu iptali veya son malik iyiniyetli ise ilk devir yapılan kişi aleyhine sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat davası açılabilir. Bu davalar zamanaşımına tabi değildir. Yalnız uzun zaman sonra dava açılması hakkın kötüye kullanılması sayılabilmektedir.