Mesajı Okuyun
Old 28-01-2018, 05:58   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/10737
K. 2016/13560
T. 5.10.2016

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece, "tarafların müşterek çocukları 27.10.2007 doğumlu ...'nun mutad meskeninin Almanya olduğu, çocuğun başvurucu babanın bilgi ve rızası dışında Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi'nin 12 ve 13. maddeleri ihlal edilerek Türkiye'ye getirilmek suretiyle mutat meskeninin değiştirildiği, sözleşme hükümlerine göre çocuğun iadesinin gerektiği, çocuğun geri dönmesi halinde fiziki yada psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağının tespit edilemediği" gerekçesiyle mutad meskene iade davasının kabulüyle küçük ...'in ... Devletinde bulunan mutat meskenine iadesine karar verilmiş, hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olay açısından Sözleşme'nin hükümlerine bakıldığında, asıl olanın çocuğun mutad meskene iadesi olduğu (md.12/1), iadeden kaçınma nedenlerinin ise Sözleşme'nin 12/2, 13 ve 20.maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Buna göre, taraf bir devlet, diğer iadeden kaçınma nedenleri yanında, geri dönmesinin çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde, müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk olduğunu tesbit ederse veya çocuğun, geri dönmek istemediğini ve görüşünün gözönünde bulundurulmasının uygun olacağı bir yaşa ve olgunluğa erişmiş bulunduğu gözlenirse (Sözleşme m. 13/1-b), geri dönmesini emretmeyi reddedebilir.

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 6. ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddeleri de, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir.

5717 Sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Yön ve Kapsamına Dair Kanun'un 29.maddcsi uyarınca, 5717 Sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hallerde; 4721 Sayılı Türk Medenî Kanununun aile hukukuna dair hükümleri ve 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir.

Mahkemece, 27.10.2007 doğumlu ...'nun mutad meskeninin bulunduğu Almanya'ya iade edilmesi halinde, fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz kalıp kalmayacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüp düşmeyeceği konusunda ciddi bir risk bulunup bulunmadığının tespiti bakımından; sosyal çalışmacı, psikolog veya pedagog gibi bir uzmandan rapor alınmadan karar verilmiştir. Mahkemece iade halinde çocuğun fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz kalıp kalmayacağı ya da başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşeceği yolunda ciddi bir riskin bulunup bulunmadığı konusunda sosyal çalışmacı, psikolog veya pedagog gibi bîr uzmandan rapor alınarak ve inceleme tarihi itibariyle kendisini ilgilendiren davada görüşlerini ifade etme olgunluğuna erişen çocuğun görüşü de alınarak, sonucu uyarınca çocuğun iadesi hususunun değerlendirilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2016

*
YARGITAY
20.HUKUK DAİRESİ
E.2016/4225
K.2016/7001
T.15.6.2016
5717 Sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanunun 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; velâyet hakkı ihlâl edilerek Sözleşmeye taraf bir ülkeden diğer bir taraf ülkeye götürülen veya alıkonulan çocuğun mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iadesine veya şahsî ilişki kurma hakkının kullanılmasına dair 25.10.1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usûl ve esasları düzenlemektir." denilmektedir. Aynı kanunun 6. maddesinde ise; "Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde görevli mahkeme aile mahkemesidir." denilmektedir.