Mesajı Okuyun
Old 11-01-2018, 21:16   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kamulaştırma K.madde 14/3'e göre paydaşlar/ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.Elbirliği mülkiyeti de olsa her bir paydaş/ortak mirasçılık belgesinde yazılı payı oranında kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat veya müdahalenin önlenmesi davalarını açabilir.6.fıkraya göre de ortak veya paydaşın payı yönünden açacağı davanın sonucu dava açmayan ortak veya paydaşı etkilemez. 5.HD.sinin uzun yıllardan beri süregelen yaygın olan görüşü bu şekildedir. 5.HD.sinin eski Bşk.larından Bekir Yıldırım (Kamulaştırma ve Kamulaştırmasız El Atma Davaları, 2012 isimli eserinin 847 sh.sinde) Kamulaştırmasız el atma bölümünde) bu hususu " taşınmaz mülkiyetinin müşterek veye iştirak halinde olması sonuca etkili olmayıp paydaşlardan herbiri tek başına dava açabilir " diyerek açıklamaktadır.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/12539

K. 2003/14510

T. 17.12.2003

• KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA DAVASI ( Bu Sebeple Açılan Bedel Davalarında Taşınmazın Öncelikle Vasfının Belirlenmesi-Aynı Zamanda Elatmanın Önlenmesi Davası da Açılabilmesi )

• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Bu Durumunda Zorunlu Dava Arkadaşlığının Olması-Her Paydaşın Bağımsız Dava Açabilmesi )

• DAVA ARKADAŞLIĞI ( İştirak Halinde Mülkiyet Durumunda Zorunlu Dava Arkadaşılığının Bulunmaması )

• KAMULAŞTIRMA DAVALARI ( Bu Davalarda Paydaşlar Arasında Zorunlu Dava Arkadaşlığının Olmaması-Her Paydaşın Bağımsız Olarak El Atmanın Önlenmesi ya da Bedelin Tahsili Davası Açabilmesi )

1086/m.43

4721/m.701

ÖZET : Kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelin tahsili davası açılabileceği gibi, el atmanın önlenmesi davası da açılabilir.
İştirak halinde mülkiyet durumunda zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Her paydaş bağımsız dava açabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1-Kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan bedel davalarında, taşınmazın öncelikle vasfının belirlenmesi gerekir. Taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, ilgili Belediye'den, belediye imar planı içerisinde olup olmadığının, olmadığı takdirde belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunup bulunmadığının, belirtilen sınırlar içerisinde bulunması halinde, etrafının meskun olup olmadığının ve belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığının sorulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Taşınmazın, belirlenen vasfına göre arsa olması halinde, dava konusu taşınmaza yakın yerlerden benzer yüzölçümlü serbest alım satımı yapılan emsal taşınmaz kayıtlarını ibraz etmeleri hususunda taraf vekillerine mehil verilmesi ve ayrıca aynı özelliklere sahip satışlara ait emsal kayıtların ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü'nden re'sen getirtilmesi ve emsal karşılaştırması suretiyle değerinin biçilmesi, taşınmazın arazi vasfında olması durumunda ekilebilecek ürünlere ait dekar başına verim miktarlarının ilgili İlçe Tarım Müdürlüğünden değerlendirme tarihindeki kg. satış fiyatlarının da Hl Müdürlüğünden getirtilip, ikisi teknik ve biri de mülk sahibinden teşkil olunacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması
3-Davacılar vekili, 12.05.2003 havale tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsilini ve davacıların hisselerinin topudan terkinini, bu mümkün olmadığı takdirde, davalının taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ile ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
16.05.1956 gün 1-6 Esas ve Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan kişi, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açılabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz değerinin tahsili davası da açabilir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde, İçtihadı Birleştirme Kararında yazılı her iki davayı terditli olarak açtığından, mahkemece davacıya mehil verilmek suretiyle davasını hangi sebebe hasrettiği, diğer bir deyişle, men'i müdahale mi? yoksa, taşınmaz bedelini mi? istediği açıklattırılmalı, daha sona yapılacak keşif sonucu alınacak rapora göre davanın hasredildiği neden yönünden, esastan incelenip karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. İştirak halinde malik olsalar dahi, her paydaşın bağımsız olarak, kamulaştırmasız el atma nedeniyle, el atmanın önlenmesi ya da bedelin tahsili davası açabileceği gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 17.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BKN: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18404 ‘deki yazımız


YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/7537
K. 2017/13703
T. 23.5.2017

• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİ VE ECRİMİSİLİN TAHSİLİ İSTEMİ ( Davacılardan Birinin Mirasçısı Bakımından Geçerli Bir Tebligatın Varlığından Söz Edilemeyeceği - İştirak Halinde Maliklerin Tek Başına Dava Hakkı Olduğundan Davacılardan Biri Yönünden İşin Esasına Girilerek Davanın Kabulü Gerektiği )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( 2942 S. K.'nun 25. Md. Hükmü Gereği Hakların Kullanılması ve Borçların Yerine Getirilmesi Bakımından Kamulaştırma İşlemi Mal Sahibi İçin Noter Vasıtasıyla Yapılan Tebligatla Başlayacağının Gözetilmesi Gerektiği - Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli ve Ecrimisilin Tahsili İstemi )
• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedeli ve Ecrimisilin Tahsili İstemi - İştirak Halinde Maliklerin Tek Başına Dava Hakkı Olduğundan Davacılardan Biri Yönünden İşin Esasına Girilerek Davanın Kabulü Gerekirken Reddine Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )
2942/m.13,14,25
ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi gereği hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca noter vasıtasıyla yapılan tebligatla başlar. Davacılardan birinin mirasçısı bakımından geçerli bir tebligatın varlığından söz edilemeyeceği gibi, Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında da davacı da olmadığı anlaşılmakla, yine Kamulaştırma Kanunun 14. maddesi gereği iştirak halinde maliklerin tek başına dava hakkı olduğundan, davacılardan biri yönünden işin esasına girilerek davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi, doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve davacı G. Ö.'ın payı karşılığı kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat ve ecrimisil'in tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu sebeple davalı idarenin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1- )Bir kısım davacılar murisi H. Ö.'e çıkartılan kamulaştırma tebligatının tebliğini içeren şerh olmadığı gibi, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993/833-1994/968 karar sayılı kararında, kamulaştırma evraklarının 13.09.1993 tarihinde tebliğ edildiği kabul edilmiş ise de o tarihe muris H. Ö.'in ölü olduğu da dosya içeriğiyle sabittir.
Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi gereği hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca noter vasıtasıyla yapılan tebligatla başlar.
Davacılardan H. Ö.'in mirasçısı ... bakımından geçerli bir tebligatın varlığından söz edilemeyeceği gibi, Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993/833 esas sayılı dosyasında da davacı da olmadığı anlaşılmakla, yine Kamulaştırma Kanunun 14. maddesi gereği iştirak halinde maliklerin tek başına dava hakkı olduğundan, davacı ... yönünden işin esasına girilerek davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
2- )6487 Sayılı Kanun'un 21. maddesiyle 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası ''09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğinin zedeleyeceği'' gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme dair el atmalarda nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine davalıdan aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.