Mesajı Okuyun
Old 29-12-2017, 15:13   #7
tiryakim

 
Olumlu

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Hangi gerekçeyle?

Gerekçe ;

Kanun No: 2004
İcra ve İflas Kanunu (İİK)

İvazsız tasarrufların butlanı:

Madde 278 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 06.03.1965 RG NO: 11946 KANUN NO: 538/114) (YÜR. TAR.: 06.06.1965) (KOD 2) (KOD 1)
Mutat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.

Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.

Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.

(DEĞİŞİK BENT RGT: 25.11.1988 RG NO: 20000 KANUN NO: 3494/53) (KOD 3)
1. Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri,

Örnek Yargıtay İlamı ;

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/3608
K. 2010/4916
T. 31.5.2010

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Borçlunun Taşınmazı Kayınpederine Sattığı/Bu Derece Yakın Akrabalar Arasında Yapılan Tasarrufların Bağışlama Sayılacağı – Kayınpederin Borçlu Damadının Alacaklılarından Mal Kaçırmak Kastının Bilebilecek Kişilerden Olduğu/Tasarrufun İptalina Karar Verileceği )

• AKRABALAR ARASI TAŞINMAZ SATIŞI ( Borçlunun Taşınmazı Kayınpederine Sattığı/Bu Derece Yakın Akrabalar Arasında Yapılan Tasarrufların Bağışlama Sayılacağı – Kayınpederin Borçlu Damadının Alacaklılarından Mal Kaçırmak Kastının Bilebilecek Kişilerden Olduğu/Tasarrufun İptalina Karar Verileceği )

• BORÇLUNUN ARACINI AYNI MAHALLEDE YAŞADIĞI KİŞİYE SATMASI ( Tasarrufun İptali Davası/Davalı Tanığının Beyanına Göre Davalı Borçlu İle Aynı Mahalleden Komşu Olduğu – Devralanın Borçlunun Alacaklılarından Mal Kaçırma Kastını Bilebilecek Durumda Olup Olmadığının Tespit Edileceği )

• ALACAKLILARDAN MAL KAÇIRMA KASTI ( Tasarrufun İptali Davası/Davalının Aracını Tanığın Beyanına Göre Aynı Mahalleden Komşusuna Verdiği – Devralanın Borçlunun Alacaklılarından Mal Kaçırma Kastını Bilebilecek Durumda Olup Olmadığının Tespit Edileceği )

2004/m.277

ÖZET : Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Taşınmaz satışının borçlu ile kayınpeder arasında yapılmış olmasından dolayı hem bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılmış olması hem de davalının borçlu olan damadının alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir.

Davaya konu olan aracın satışı ile ilgili olarak dinlenen davalı tanığının beyanına göre davalı borçlu ile aynı mahalleden komşu olup davalının market işi ile uğraştığı ifade edilmiştir. Mahkemece davalı borçlu ile davalının birbirlerini tanıyıp tanımadıkları ve davalının, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma ya da alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek durumda olup olmadığı mevcut adresleride gözönüne alınarak gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu Yusuf aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı kayınpederi Mehmet’e satışına dava konusu aracını da diğer davalı S. S.’ye satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı M. vekili ile S. S. vekili davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, taşınmaz açısından bedel farkının tek başına iptal nedeni olmayacağı araç satışının ise davalı Suvat Sami’nin ihtiyacı olduğu için yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, borçlu ile davalı kayınpederi Mehmet arasında gerçekleştirilen satışta bedel farkının tek başına iptal nedeni olmayacağı ve araç satışının da davalı Sami’nin ihtiyacından dolayı alındığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Taşınmaz satışının borçlu ile kayınpeder arasında yapılmış olmasından dolayı hem İİY’nin 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayılmış olması hem de davalı M.’in borçlu olan damadı Y.’un alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekmesine ( İİY. 280/II ) rağmen yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

Davaya konu olan aracın satışı ile ilgili olarak dinlenen davalı S. S. tanığı M. A.’ın beyanına göre davalı borçlu ile Y.’un aynı mahalleden komşu olup davalı S.’ın market işi ile uğraştığı ifade edilmiştir. Mahkemece yukarıda sözü edilen İİK.nun 280/I maddesi hükmüne göre davalı borçlu ile davalı Suvat’ın birbirlerini tanıyıp tanımadıkları ve davalı S. S.’nin, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma ya da alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek durumda olup olmadığı mevcut adresleride gözönüne alınarak gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 31.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Olabilir mi ?