Mesajı Okuyun
Old 18-11-2017, 20:51   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kişisel görüşümü söyleyebilirim.
Kamulaştırma K.madde 26/D. kadastro mahkemesinde bir başkasının açtığı davanın her aşamasında bir diğer kişinin tespitten önceki haklarına dayalı olarak davaya asli müdahil olarak katılabileceğini öngörmüş ise de, burada kanunun gayesinin aynı parselle ilgili kadastro mahkemesinin görevine giren uyuşmazlığın bir arada tek mahkeme tarafından görülmesinin sağlanmasıdır.

Oysa, Yargıtay'ın görevle ilgili bozma kararına göre ,davacı davasını yanlış yerde açmıştır. Asıl dava kadastro mahkemesinden gidecektir. Ortada tüm uyuşmazlıkların bir arada değerlendirilmesi gayesinin gerçekleşme şansı yoktur.Davacının yanlış mahkemede dava açmasından müdahilin yararlanamayacağını düşünüyorum.

Bu durumda;bana göre hakimin kararında direnip ,direnme kararının kesinleşmesi halinde davaya kadastro mahkemesinde asli müdahil olarak katılmak mümkün olabilir.Aksi halde 10 yıllık hak düşürücü süre (m.12/3) geçmemiş ise asıl dava genel mahkemeye gittikten sonra oradaki davaya asli müdahil olarak katılmak yada bağımsız dava açmak gerekebilir.